 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/3908
Karar No : 1997/6271
Tarih : 9.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MUVAZAALI İHALE
TAPU İPTALİ VE TESCİL
KARAR ÖZETİ : Belediye Başkanlığı tarafından usulsüz ve muvazaalı satış yapıldığı iddiasıyla davalı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında; öncelikle satışa imkan veren bir meclis kararının bulunup bulunmadığı açıkça saptanmalı, satışa imkan veren bir meclis kararının varlığının anlaşılması haline, Devlet İhale Yasasının amir hükümlerine ve muvazaalı ihaleye girme iddiasına cevap verecek kapsamda yeterli soruşturma yapılmalı ve böylece Belediyenin taşınmazlarının satışına ilişkin işlemlerin 1580 ve 2886 sayılı Yasa hükümlerine uygun düşüp düşmediği duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılmalı ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir.
(743 s. MK.m.931)
(1580 s. Belediye K.m.83)
(2886 s. İhale K.m6)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan iptal, tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle, temyiz isteğinin, süresinde verildiği anlaşıldıktan sonra, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı Belediye; dava konusu 241, 249, 251 ve 253 parsellerin encümen kararı ve 2886 sayılı Yasaya göre ihale ile önce dava dışı Satılmış ile Mustafa ya satıldığını, onlarında bu taşınmazları eski belediye başkanının eşi olan davalı Sevim'e sattıklarını, bu işlemlerin tümünün yolsuz olduğunu, iptal ve yeniden Belediye adına tapuya tescilini istemiş, davalı ise taşınmazları tapudan iyi niyetle satın aldığı sayı ile MK.nun 931. maddesinin koruyuculuğu altında bulunduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yerel mahkeme ise davanın kabulüne karar vermiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 1580 sayılı Belediye Kanununun 83. maddesinde Belediye Encümeninin görevleri sayılmış olup, bunlar arasında taşınmaz mal satışlarına karar verme yetkisi bulunmamaktadır. Bu itibarla belediyelere ait taşınmaz malların satılmasına ancak belediye meclisleri karar verebilir. Değinilen ilke yönünden gerek adli, gerek idari yargı kararları tam bir görüş birliği içerisindedir.
Öte yandan, 2886 sayılı Devlet İhale Yasasının 6. maddesinde ihaleye katılamayacak olanlar açıkça belirtilmiştir; Madde metnine göre, Devlet İhalelerine katılamayacak olanlar;
1- İhaleyi yapan idarenin ita amirleri ile ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli olanlar ve bu şahısların eşleri ve ikinci dereceye kadar (ikinci derece dahil) kan ve sıhhi hısımları ile bunların ortakları,
2- Bu kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince kamu ihalelerine (geçici veya sürekli olarak) katılmaları yasaklananlar, denerek doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki esastan hareketle düzenlenmiştir.
Kuşkusuz, yasaklanan kişi yada kişiler adına muvazaalı olarak ihaleye girildiği saptandığı takdirde de yukarıda açıklanan buyurucu yasa hükümleri uygulama yeri bulabilecektir. Hal böyle olunca;öncelikle çekişmeli taşınmazların satışına ilişkin satış öncesi ve sonrası tüm belge örneklerinin, özellikle 23.1.19990 gün ve 11 nolu Belediye Meclisinin olağanüstü toplantısına ilişkin karar ile yine bu kararda belirtilen anılan meclisin 11.5.1989 gün ve 3 sayılı ve yine aynı meclisin 23 (veya 28) 12.1989 gün ve 10 nolu karar örneklerinin dosyaya getirtilerek satışa imkan veren meclis kararının bulunup bulunmadığının açıkça saptanması, bu saptamada yapılmakta olan idari bir soruşturma varsa onunda sonucunun beklenmesi, satışa imkan veren Belediye Meclis kararının varlığının anlaşılması halinde, 2886 sayılı Yasanın yukarıda belirtilen buyurucu hükümlerine ve muvazaalı ihaleye girme iddiasına cevap verecek kapsamda yeterli bir soruşturma yapılması, böylece belediyelerin taşınmazlarının satışına ilişkin işlemlerin 1580 ve 2886 sayılı Yaşa hükümlerine uygun düşüp düşmediğinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, soruşturma tümüyle tamamlanmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.1997 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 9.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.