 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1997/16077
K. 1997/742
T. 23.1.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
TAPU KAPSAMININ BELİRLENMESİ
KARAR ÖZETİ : Aynı temel (kök) tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle kök tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonra da saptanan bu kapsam içersinde ayrılan (ifraz edilen) tapuların yerlerinin bulunması zorunludur.
Ayrıca, var olduğu taktirde harici satın alma savunmasının da araştırılması, harici satış ve buna bağlı zilyetlik yönünün değerlendirilmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 645)
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan tapu iptali, tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Aynı temel (kök) tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle temel tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonrada saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan (ifraz edilen) tapuların yerlerinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla, temel tapunun sınırları arazi üzerinde bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tesbit edilmeden, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre temel tapuya bir kapsam tayin etmeden, ayrılan tapuların nereye ait olduklarının ve kapsamlarının, tam ve doğru olarak açıklığa kavuşturulmasına olanak yoktur.
Ayrılan tapuların, temel tapunun kapsamı içerisindeki yerleri belirlenirken de; ayırma (ifraz) işlemi zemine uygulama olanağı bulunan ve bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının Medeni Kanunun 645 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca haritalarına değer verilerek bulunacağı kuşkusuzdur. Ayırma (ifraz), haritaya dayanmamakla birlikte zeminde sınırlar gösterilmek suretiyle yapılmış ise, bu sınırların yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle saptanması, varsa ayırmaya ilişkin işaret ve bulgulardan, o tarihten beri süregelen zilyetlik durumlarından yararlanılması, yapılan uygulamanın da, tapu fen memuru yada kadastro mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişiye düzenlettirilecek krokiye; denetimi ve infazı sağlayacak biçimde yansıtılması gerekir. Somut olayda ise, mahkemece yapılan inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir.
Hal böyle olunca, öncelikle her iki tarafın dayandığı müfrez tapu kayıtlarının; ilk tesislerinden itibaren tüm intikallerinin getirtilerek aynı temel tapudan ayrılmış kayıtlar olup olmadıklarının saptanması; aynı temel tapudan ayrılmış müfrez kayıtlar olduklarının anlaşılması halinde yukarıda değinilen ilkeleri kapsayacak şekilde hükme yeterli bir uygulama yapılması; böylece, kayıtların kapsamlarının açıkca belli edilmesi; ayrıca, harici satın alma savunmasının araştırılması, harici satış ve buna bağlı zilyetlik yönünün değerlendirilmesi, hasıl olacak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilip, yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.1.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.