 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1996/7640
K. 1996/8311
T. 1.7.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
TAPU KAPSAMININ TAYİNİ
KARAR ÖZETİ : Aynı temel (kök) tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle; kök tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonra da saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan (ifrazedilen) tapuların yerlerinin bulunması zorunludur.
(743 s. MK. m. 645)
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı belediye vekili ve dahili davalılar tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Aynı temel (kök) tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle; temel tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonra da saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan (ifraz edilen) tapuların yerlerinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla, temel tapunun sınırları arazi üzerinde bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tesbit edilmeden, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre temel tapuya bir kapsam tayin etmeden, ayrılan tapuların nereye ait olduklarının ve kapsamlarının, tam ve doğru olarak açıklığa kavuşturulmasına olanak yoktur.
Ayrılan tapuların, temel tapunun kapsamı içerisindeki yerleri belirlenirken de; ayırma (ifraz) işlemi zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının Medeni Kanunun 645 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca haritalarına değer verilerek bulunacağı kuşkusuzdur. Ayırma (ifraz) haritaya dayanmamakla birlikte, zeminde sınırlar gösterilmek suretiyle yapılmış ise, bu sınırların yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle saptanması, varsa ayırmaya ilişkin işaret ve bulgulardan, o tarihten beri süregelen zilyetlik durumlarından yararlanılması, yapılan uygulamanın da, tapu fen memuru yada kadastro mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişiye düzenlettirilecek krokiye, denetimi ve infazı sağlayacak biçimde yansıtılması gerekir.
Mahkemece, değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve uygulama yapılmadan sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca, tapu fen memuru yada harita mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan kişilerden oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla ve yerel bilirkişi ile tanıkların sözlerinden de yararlanılarak, yukarıda açıklanan ilkeleri karşılayacak içerikte hükme yeterli bir uygulama yapılması, özellikle müfrez kayıtları ayıran ortak sınırın sağlıklı biçimde saptanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.7.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.