 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:1995/6880
K:1995/8596
T:12.06.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
YARGITAY KARARI
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada,mahkemece verilen karar, süresinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Dava B.Y. nın 18.maddesinden kaynaklanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal, tescil isteğine ilişkindir.l.4.1974 tarih 1/2 sayılı inançları birleştirme kararında belirtildiği üzere miras bırakan mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile gerçekte bağışladığı taşınmazı görünürde yaptığı satış sözleşmesi ile devretmişse görünürdeki satış sözleşmesi tarafların gerçek iradesine uymadığından bağış sözleşmesi de yasaların öngördüğü şekil koşullarını taşımadığından geçersizdir.
Somut olayda davacıların,miras bırakanın l ve 2. eşinden olma çocukları, davalıların 3.eşten olma tek oğlu, 4.eş ve 4.eşten olma kızı oldukları çekişme konusu 11 nolu parselin davalılarla ilgisinin bulunmadığı, 4 nolu parselin 1-6 ve 14 nolu dairelerinin davalılar tarafından üçüncü kişilerden satın alındığı, 3316 ada 4-5-6-7-8-9-10-21 sayılı parsellerin 800/5514 er payının muris tarafından 1987 yılında davalı Alper'e satış suretiyle temlik edildiği, bu parsellerin imar
görerek 36433 ada 9 sayılı imar parselinin 559/900 payının davalı Alper adına tescil edildiği yine 06 ADL 15 plaka sayılı otonun da üçüncü kişiden Alper tarafından satın alındığı hususları toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile sabittir.
4 sayılı parselin 1-6 ve 14 nolu bağımsız bölümleri yönünden yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacı ile tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalılar) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 0l.04.1974 tarihli karar konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara yorum yoluyla da gizli bağış iddialarına yönelik alarak uygulama olanağı sağlanamayacağı ;Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782 ve 21.9.1994 tarih 1994/1-248 sayılı kararlarında belirtilmiştir. O halde, 4 nolu parselin 1-6 ve 14 nolu daireleriyle ilgili davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak,3316 ada 4-5-6-7-8-9-10-21 (imarın 36433 ada 9 nolu parseli) yönünden; murisin satışa ve paraya gereksinimi olmadığı, sırf davacı çocuklarından mal kaçırmak amacı ile gerçek anlamda bağış yaptığı bir başka deyişle muvazaa iddiasının kanıtlandığı gözetilerek davanın kabul edilmesi gerekirken;delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek bu parseller yönünden de davanın reddedilmesi doğru değildir.
Davacıların anılan parsellere yönelik temyiz itirazları yerindedir .Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 12.6.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.