 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1995/3309
K. 1995/4038
T. 4.4.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ
AYNI KÖKTEN GELEN İFRAZ
TAPULARININ KAPSAMLARININ TAYİNİ
KARAR ÖZETİ Aynı kök tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasını gerektiren bir tapu iptali davasında; öncelikle, kök tapunun sınırları arazi üzerinde hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde tespit e4ilip, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre temel tapuya bir kapsam tayin edilmeli, daha sonra ifraz tapularının nereye ait oldukları ve kapsamları tam ve doğru olarak saptanmalıdır.
(743 s. MK. m. 645)
(3402 s. Kadastro K. m. 20)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Aynı temel (kök) tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle temel tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonrada saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan (ifraz edilen) tapuların yerlerinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla temel tapunun sınırları arazi üzerinde bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde tesbit edilmeden, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre temel tapuya bir kapsam tayin etmeden, ayrılan tapuların nereye ait olduklarının ve kapsamlarının, tam ve doğru olarak açıklığa kavuşturulmasına olanak yoktur.
Ayrılan tapuların temel tapunun kapsamı içerisindeki yerleri belirlenirken de; ayırma (ifraz) işlemi zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının Medeni Kanunun 645 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca haritalarına değer verilerek bulunacağı kuşkusuzdur. Ayırma (ifraz) haritaya dayanmamakla birlikte zeminde sınırlar gösterilmek suretiyle yapılmış ise, bu sınırların yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle saptanması, varsa ayırmaya ilişkin işaret ve bulgulardan, o tarihten beri süregelen zilyetlik durumlarından yararlanılması, yapılan uygulamanında, tapu fen memuru yada kadastro mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişiye düzenlettirilecek krokiye; denetimi ve infazı sağlayacak biçimde yansıtılması gerekir. -
Somut olayda ise, davacının aynı temel (kök) tapudan ayrılmış, 30.12.1957 tarih, 82 nolu ve miras bırakanı adına kayıtlı olan ifraz tapusuna dayandığı, kayıt malikinin davacı dışında başkaca mirascılarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle MK.nun 581. maddesinin gözetilmesi; öteki iştirakçilerin davaya olurlarının alınması yada terekeye bir temsilci tayin ettirilerek davanın onun huzurunda yürütülmesi, ondan sonra yukarıda değinilen İlkelere uygun biçimde ve hükme yeterli bir uygulama yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen dava şartı yerine getirilmeden ve noksan soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.4.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.