 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1995/14233
K. 1995/15091
T. 15.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HİLE
TAPU İPTALİ VE TESCİL
KARAR ÖZETİ Taraflardan biri, diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, hata esaslı olmasa bile, aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Bu koşulların gerçekleşmesi halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Hile, her türlü delille kanıtlanabileceği gibi, iptal hakkının kullanılması da hiçbir şekle bağlı değildir ve bu konudaki bir yıllık hak düşürücü süre, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
(818 s. BK. m. 28/1)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali, tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için, onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede yanıltma söz konusudur. BK.nun 28/1. maddesinde açıklandığı üzere; taraflardan biri, diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, hata esaslı olmasa bile, aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde, aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi, iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def'i yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Davacı davada, dava konusu üç parça taşınmazını davalı torununa ölünceye kadar bakma ve gözetme sözleşmesine bağlayarak temlik etmeyi amaçladığını, hal böyle iken, davalının, kendisinin hulüs ve saffetinden istifade ederek, tapuda kat'i satış şeklindeki işlemi gerçekleştirdiğini, böylece aldatıldığını ileri sürmüş, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
İsteğin, içeriği ve niteliği gözetildiğinde, "hile" hukuksal sebebine göre bir soruşturmanın yapılmasının zorunlu olduğu açıktır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler dikkate alınarak, tarafların delillerinin istenilmesi, dinlenilmesi, değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, hiçbir soruşturma yapılmadan davanın reddedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.