Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/13962
Karar no : 1995/15047
Tarih : 24.11.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
KARAR ÖZETİ : Taşkın yapılarda sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütününü korumak için yasakoyucu MK.648, 649, 650 maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duyulmuştur. Bunun için MK.651.madde getirilmiştir. 651.in uygulanabilmesi için yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır. Kural olarak iyiniyetin isbatı 14.2.1951 tarih 17/1 sayılı İBK. Uyarınca taşkın yapı malikine ait isede iyin. Sav ve savunması defi olmayıp itiraz niteliği taşır ve kanu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece RESEN gözetilmelidir. Ancak komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmaz da mülkiyetten başka yani hak sahibi olupta zarar gören kimselerin taşınmasa elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren15 Gün içinde itiraz etmeleri yapı malikinin iyin ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. 2. koşul ise icabı halin müsait bulunması şeklindedir. İmar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapıma likinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması gibi, hususlar anlaşılmalıdır.
Bu 2 koşul varsa taşkın yapı maliki muhik bir tazminat ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile tecavüzlü kısmının mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir.
Ayrıca iyiniyet savunmasının yukardaki niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil talebi ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Muhik tazminatta hakimin uzman bilirkişiden yararlanması gerekir. Uzman B.K. dava tarihine göre devredilen arsa bedeli yanında geri de kalan kısmın uğradığı değer kaybı varsa taşınmaz malikinin öteki zararları gibi konularda da rapor almak suretiyle M.K. 4, BK.42 uyarınca aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyide önleyecek biçimde en uygun bedeli tayin ve takdir etmeli. Bu bedel karşılığında tecavüzün şekline taşkın yapının ve taşınmazların niteliğine göre, taşılan yerin mülkiyetinin devrine veya üzerinde irtifak hakkı kurulmasına karar vermelidir.
Taşkın yapı ile 2 komşu taşınmaz fiilen birleştiği iktisadi bir bütün oluşturur. Buda taşınmaza bağlı kişisel bir hak niteliğindedir.
 
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine Davalıların temyizine gelince.
Bilindiği üzere taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yoketmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla Yasa Koyucu Kanunun 648, 649, 650. Maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duşmuş bu nedenle 651. Madde hükmünü getirmek zorunda kalmıştır. Söz konusu maddeye göre "(Yanındaki arsaya tecavüz etmiş olan inşaat ve imalat bunları yapan kimsenin o arsa üzerinde ayni bir hakkı varsa, bunlar o kimsenin arsasının mütemmim cüzü olur ve tecavüz eden kısmı irtifak hakkı olmak üzere tapu siciline kaydedilir.
Bundan Mutazarrır olan arsa sahibi muttali olduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde itiraz etmemiş ise inşaat hüsnüniyetle yapıldığı ve icabı hal müsait bulunduğu taktirde inşaatı yapan kimse muhik bir tazminat mukabilinde tecavüz ettiği mahal üzerinde kendisine ayni bir hak verilmesini veya o mahal mülkiyetinin kendisine aidiyetinin tanınmasını isteyebilir".
Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle Medeni Kanunun 619, 644, 648. Maddelerinde kabul edilen "üst toprağa bağlıdır" kuralına ayrıcalık getirilmiş, taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, anayapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır. Hemen belirtmek gerekirki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kasıt, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılardır. Diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekir. Onun, taşınmazın altında veya üstünde yapılması zeminde veya üstten sınırı aşması, arasında madde hükmünü uygulaması açısından hiçbir fark yoktur.
Medeni Kanunun 651.maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşul yapı malikinin iyiniyetli olmasıdır. Bu maddede iyi niyetin tanımı yapılmamışsada yanı kanunun 3.maddesinde hükme bağlanan subjektif iyiniyet olduğunda kuşku yoktur. Yapı malikinin kendinden belkenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşın, sınırı aştığını bilmesi veya bilecek durumda olmaması yahut sınırı aşmasında yasaca korunabilecek bir nedenin bulunması onun iyiniyetini gösterir. Yapı yapan kişinin iyi niyetli olmaması aşırı zarar bulunup bulunmadığına bakılmaksızın taşan kısmın yıkılması sonucunu doğuracağından iyi niyet üzerinde önemle durulmalı, olalar karineler tüm taraf delilleri bir arada özenle değerlendirilmelidir. Kural olarak iyiniyetin isbatı 14.2.1951 tarih 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşkın yapı malikine ait isede iyiniyet sav ve savunması defi olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden (resen) gözönünde tutulmalıdır. Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olupta zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır.
(İcabı halin müsait bulunması) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması gibi hususlar anlaşılmalıdır.
Bu iki koşulun varlığı halinde taşkın yapı maliki muhik bir tazminat ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile tevacüzlü kısımın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını istiyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi ayrı bir davada gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluylada ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağıda kuşkusuzdur. Her davada hakim muhik tazminat olarak salt temlik edilecek arsanın bedelini değil, gerektiğinde taşınmazın bir kısmını terk etmek zorunda kalan malikin özverisini düşünerek uzman bilirkişiden dava tarihine göre devredilen arsa bedeli yanında, geride kalan kısmın uğradığı değer kaybı varsa taşınmaz malikinin öteki zararları gibi konularda da rapor almak suretiyle Medeni Kanunun 4; Borçlar Kanunun 42. Maddeleri uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi de önleyecek biçimde en uygun bedeli tayin ve takdir etmeli, bu bedel karşılığında tecavüzün şekline, taşkın yapının ve taşınmazların niteliğine göre, taşılan yerin mülkiyetinin devrine veya üzerinde irtifak hakkı kurulmasına karar vermelidir.
Öte yandan taşkın yapı ile iki komşu taşınmaz fiilen birleşmekte, iktisadi bir bütün oluşturmaktadır. Olayın bu özelliği itibariyle taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa kabul edildiği üzere taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Bu durumda taşınmazların miras yoluyla veya temliken intikal etmesi halinde yeni maliklerde maddede belirtilen haklardan yararlanabildikleri gibi borçlardanda sorumlu tutulurlar.
Somut olaya gelince: Yanlara ait parsellerin ifraz sonucu oluştuğu, taşınmaz bir bütün iken davalıların bayii tarafından yapılan yapıların ifraz sonucu taşkın hale geldiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve soruşturma yapılması davalıların Ankara 19.Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıklarını bildirdikleri 1997/368 esas sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 24.11.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini