|
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/13393
Karar no : 1995/14570
Tarih : 6.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı tarafından,davalı aleyhine açılan davada, Mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Davacı, paydaşı olduğu 1045 sayılı parsel üzerinde bulunan ahır binasını kullanmasına davalı tarafından engel olunduğunu ileriye sürüp elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Çekişme konusu ahır binasının bulunduğu 1045 sayılı parselin davacı, davalı ve dava dışı kişiler adına iştirak halinde mülk olarak kayıtlı olduğu kayden sabittir.
İştirak halinde mülkiyet, yasa yada yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
Medeni Yasanın 629, 631. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil ortaktır. (iştirakçidir) Bu kural Medeni Yasanın 629. maddesinde (...ortaklardan herbirinin hakkının o eşyanın bu tününe yaygın olacağı...) biçiminde açıklanmıştır.
Somut olayda, iştirak halinde malik olunan binanın davalı kullanımında olup, davalının davacının yararlanmasına engel olduğu, diğer bir deyişle intifadan men olgusunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacının payına elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, delillerin taktirinde yanılgıya düşülerek davanın reddedilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 6.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.