 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1995/12066
K. 1995/14247
T. 31.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
HATA (Objektif ve subjektif unsurlar)
KARAR ÖZETİ Akdin konusunu teşkil eden taşınmazda hataya düşüldüğü iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının her türlü delille ispatı mümkündür. Ancak burada, hatanın esaslı sayılabilmesi ve iptal hakkı bahşedebilmesi, BK.nun 24 ve 25. maddelerinde yazılı koşulların birarada gerçekleşmesine bağlıdır; hata, hem objektif ve hem de subjektıf bakımdan esaslı olmalıdır.
(1086 s. HUMK. m. 293)
(818 s. BK. m. 24, 25)
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, kat mülkiyeti kurulmuş 9335 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 9 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin kayden maliki iken, 10 nolu konutun davalı Behiye'ye devir ve temliki hususunda anlaşmaya varılmış olmasına karşın, 9 nolu konut yönünden tapuda işlem yapıldığını öne sürmüş, iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davada (hata) hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Esasen maddi olayları açıklamak yanlara, uyuşmazlığa çözüm getirecek olan hukuki nedeni saptamak yargıca aittir. HUMK.nun 293. maddesinde ifade edildiği üzere, bu tür iddiaların tanık dahil, her türlü delil ile kanıtlanabilmesine yasal olanak vardır. Akdin konusunu teşkil eden şeyde (taşınmazda) hataya düşüldüğü iddiası için hükme yeterli bir soruşturmanın yapılması da zorunludur. Bilindiği gibi, hatanın esaslı sayılabilmesi ve iptal hakkı bahşedebilmesi Borçlar Kanununun 24 ve 25. maddelerinde yazılı koşulların bir arada gerçekleşmesine bağlıdır. Hata, hem objektif hem de subjektif bakımdan esaslı olmalıdır. Hatanın dürüstlük (objektif iyiniyet) kuralları uyarınca sözleşmenin iptalini haklı gösterecek önemde bulunması, objektif unsurunu oluşturur. Hata ettiğini bilseydi, sözleşmeyi yapmayacak olan kişinin durumu da subjektif unsur olarak kendini gösterir. Kuşkusuz, subjektif unsurun da belirgin bir şekilde ortaya çıkması icap eder. o halde, yukarıda değinilen ilkeler gözetilerek yanların gösterecekleri delillerin tümüyle toplanması, icra dosyalarının getirtilmesi, tanıkların dinlenmesi, temyiz dilekçesine ekli, noterde düzenlenen 10.7.1995 tarihli tesbit tutanağının değerlendirilmesi, böylece olayda sözleşmenin iptalini zorunlu kılacak biçimde esaslı bir hataya düşülüp düşülmediğinin açıklığa kavuşturulması ve sonucu çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek davanın reddedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31 .10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.