 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1994/878
K. 1994/3022
T. 9.3.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İMAR PARSELİ
ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM İSTEĞİ
KARAR ÖZETİ Elatma ve bina yapma eyleminin imar şuyulandırma (parselasyon) işleminden sonra değil, imar şuyulandırma işlemi ile ortaya çıktığı, önceki kadastral parsellerin mülkiyet alanlarına göre herhangi bir tecavüzün bulunmadığının belirlenmesi halinde, olayda yürürlükten kaldırılan 6785 sayılı İmar Yasasının 42 ve 3.51985 tarihinde yürürlüğe giren 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesinin gözetilmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece yeniden keşif yapılması, çekişmeli yere isabet eden binanın niteliğinin ve kaim bedelinin konunun uzmanı olan bir bilirkişi aracılığı ile saptanması ve saptanacak bedelin davalı yararına depo ettirilmesi, bundan sonra elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 618)
(6785 s. İmar K. m. 42)
(3194 s. İmar K. m. 18)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan men'i müdahale, kal' davasının yapılan yargılamasında; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından duruşmalı temyizi üzerine dosya incelendi, duruşma gününü bildirir tebligat pulları olmadığından duruşma isteğinin reddiyle gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup; gerçekten, yapılan uygulama sonucu davacıya ait 2 parsel sayılı taşınmazın bir kısım yerine bina inşa edilmek suretiyle el atıldığı saptanmış durumdadır. Ne varki, elatma ve bina yapma eyleminin imar şuyulandırma işleminden sonra değil, imar şuyulandırma işlemi ile ortaya çıktığı, önceki kadastral parsellerin mülkiyet alanlarına göre herhangi bir tecavüzün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, olayda yürürlükten kaldırılan 6785 sayılı imar Yasasının 42 ve 3.5.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3104 sayılı Yasanın 18. maddesinin gözetilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere, anılan yasa maddelerinde "yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur" denilmiş bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece yeniden keşif yapılması, çekişmeli yere isabet eden binanın niteliğinin ve kaim bedelinin konunun uzmanı olan bir bilirkişi aracılığıyla saptanması ve saptanacak bedelin davalı yararına depo ettirilmesi, ondan sonra elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ve yanılgılı değerlendirmeye dayanılarak yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.3.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.