 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1993/3791
K. 1993/7272
T. 7.6.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MURİS MUVAZAASI
KARAR ÖZETİ: Dava konusu taşınmazların kadastro tesbitleri 1956 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildikleri ve murisin 1985 yılında ölerek dava 1992 yılında açıldığına göre, "muris muvazaası" niteliğindeki davanın on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden ret edilmesi doğru değildir. Murisin ölüm tarihi kadastro. tesbitinden sonra olduğundan, kadastrodan önceye ilişkin bir neden bulunmamaktadır. Bu nitelikteki davalar murisin ölümü ile ortaya çıkar. Davaya bakılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
(818 s. BK. m. 18)
(YİBK., 1.4.1974 gün ve 1/2 s.)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; Borçlar Yasasının 18. maddesinden kaynaklanan "muris muvazaası" hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden, çekişme konusu 656-658 ve 662 parsel nolu taşınmazların tapu kayıtlarına dayanılarak davalılar adına kadastro suretiyle tesbit ve 1956 yılında tescil edildiği; davanın 1992 tarihinde açıldığı, miras bırakanın ise, 1985 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar kadastro tesbit tarihi itibariyle on yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise de uyuşmazlığın niteliğine göre, davacının dava hakkı miras bırakanın ölümü ile .dolmuştur. Miras bırakan hayatta iken böyle bir dava açma hakkının bulunmadığı kuşkusuzdur. Murisin ölüm tarihi ise kadastrodan önce değil, kadastro tesbitinden sonra dolduğu için olayda hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı yoktur. Hal böyle olunca, çekişme konusu parsellere kadastro sırasında uygulanan tapu kayıtları ve tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip davaya 1.4.1974 tarih 1/2, sayılı inançları Birleştirme Kararı çerçevesinde bakılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.6.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.