 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1993/223
K. 1993/759
T. 29.1.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ELATMANIN ÖNLENMESİ
YARI PAY
KİRA SÖZLEŞMESİ
KARAR ÖZETİ Kira sözleşmesinin geçerli kabul edilebilmesi, pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmasına bağlıdır. O halde, nizalı taşınmazın tümüne vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekir.
(743 s. MK. m. 618, 624/3)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Zeytinburnu Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 30.12.1991 gün ve 283-774 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 20.10.1992 gün ve 3846/12128 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı Vakıflar İdaresi vekili, 1/2 yarı payı vakfa ait bulunan taşınmazın bir kısım bölümüne davalının elattığını bildirmiş; el atmanın Önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalı, çekişmeli yeri dava dışı diğer yarı pay sahibinden kiraladığını savunmuştur. Mahkemece (... yıkım gerektiren bir muhtesatın saptanamadığından bahisle, yıkıma yönelik isteğin reddine; yarı paya ilişkin kira sözleşmesine geçerlilik tanınarak, davacı İdareye ait yarı paya el atmanın önlenmesine ve ecrimisilin ödetilmesine...) karar verilmiştir.
Gerçekten, müşterek mülkiyete konu olan çekişmeli yerin, dava dışı yarı pay sahibi tarafından davalıya kiralandığı belgelenmiş durumdadır. Ne var ki, müşterek mülkiyete tabi bulunan taşınmazın kiraya verilmesi mühim sayılan idari tasarruflardandır. Bu itibarla, kira sözleşmesinin geçerli kabul edilebilmesi, pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmasına bağlıdır. Anılan ilke, 27.11.1946 tarih, 28/15 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında ifade edilmiş bulunmaktadır. Kararlılık kazanmış yargısal uygulamada benimsenen ve sürdürülen diğer bir ilke de ortak (müşterek) mülkiyete konu olan taşınmazın tamamını üçüncü kişiye kiraya verilmesinin geçerli; bir payın kiraya verilmesinin ise geçersiz olacağı ilkesidir. Nitekim, 20.11.1946 tarihinde toplanan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, değinilen ilkeyi vurgulayan Daire kararları arasında içtihatların birleştirilmesini gerektiren aykırılık bulunmadığı sonucuna varmıştır (Dairemizin 28.9.1987 tarih, 6919/8270 sayılı benzeri bir kararı için de bkz., Yargıtay Kararları Dergisi, Mart-1988 tarih, Sayı: 3, Sh. 326).
O halde, yerel mahkemenin belirtilen ilke ve olguları gözeterek nizalı taşınmazın tümüne vaki el atmanın Önlenmesine karar vermesi gerekirken, davacı İdareye ait paya hasren müdahalenin önlenmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurması isabetsizdir.
Öyle ise, karar düzeltme isteği kabul edilmeli ve hüküm yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmalıdır.
SONUÇ Davacı Vakıflar idaresinin karar düzeltme isteğinin HUMK. nun 440. maddesi uyarınca kabulüne ve Dairenin 20.10.1992 tarih, 3846/ 12128 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına; Zeytinburnu Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.12.1991 tarih, 283/774 sayılı hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.1.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.