 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1992/9244
K. 1992/11533
T. 9.10.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- USULÜNE UYGUN DAVETİYE TEBLİĞ
MECBURİYETİ
ÖZET Tebliğ tarihine isabet eden günlerini yurt dışında geçirdiğini temyiz dilekçesine eklediği pasaport örneği ile belgeleyen davalıya çıkarılan tebligatın geçerli sayılması mümkün değildir.
(1086 s. HUMK. m. 73)
Taraflar arasında görülen davadan dolayı verilen 10.4.1992 tarih, 729-285 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi süresinde davalı tarafından istenilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
HUMK.nun 73. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme; yanları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını. bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü yeremez. İşte onun içindir davetin ve özelikle yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki Önemi büyüktür. Bilindiği gibi, tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Kanun ve Tüzük hükümleri tamamen şeklidir. Gerek tebligat işlemi, gerekse tebligat tarihi, kanun ve tüzükte emredilen şekillerle kanıtlanabilir. Kanunun ve tüzüğün bu konuda etkili önlemler almış olmasının tek amacı, tebliğin muhatabına ulaşmasını ve onun tarafından kabul edilmesini sağlamaktır. Zira, yazılı tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri o dava ile ilgili kişilere bildirmek için, mahkemelerce kanuna uygun biçimde yapılan bir belgelendirme işlemidir. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Somut olayda, dava dilekçesini içerir davetiyenin yokluğunda davaya bakılan davalıya 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine göre tebliğ edildiği sonucuna varılmakta ise de; tebliği işleminde, kanun ve tüzüğün öngördüğü hususların tamamen yerine getirildiğini söyleyebilmek olanağı yoktur.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 3320 sayılı Kanunla değişik 21. maddesinde "kendisine tebligat yapılacak kimse veya tebligat yapılabilecek kimselerden hiç biri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesinde mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır' hükmüne yer verilmiş; Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin değişik 1. fıkrasında da "muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir" denilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında, tebliğ tarihine isabet eden günlerini yurt dışında geçirdiğini temyiz dilekçesine eklediği pasaport örneği ile belgeleyen davalıya çıkarılan tebligatın geçerli sayılması mümkün değildir.
Bu itibarla, dava dilekçesinin kanun ve tüzük hükümlerine uygun ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde davalıya tebliğ edilmesi, savunmasını yapabilme olanağının sağlanması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde işin esasının incelenip bir hüküm kurulması gerekirken; geçersiz tebligatla yetinilip sonuca gidilmesi ve yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir, kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü, HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.5.1991 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 250.000 TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 9.10.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|