 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1992/4199
K. 1992/6410
T. 14.5.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİ
ELATMANIN ÖNLENMESİ
ÖZET: Kadastrosu başlanan bölgede zilyedin leh ve aleyhine açılan davada zilyede tanınan haklar iddia ve def'i olarak ileri sürülebilir.
(3402 s. Kadastro K. m. 1 3/B-b, 33/son)
Yanlar arasında görülen el atmanın önlenmesi davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapuya davalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı ise, harici trampa savunmasında bulunmuş; taşınmazın 80 yıldır tasarrufu altında olduğunu bildirmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesine göre, "zilyet taşınmaz malı kayıt maliki veya mirasçılarından veya mümessilinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle isbat ettiği ve ayrıca en az 10 yıl müddetle çekişmesiz ve aralıksız malik sıfatı ile zilyet bulunduğu takdirde bu taşınmazın üzerine yazılmasını isteyebilir". Aynı Yasanın 33/son maddesinde belirtildiği üzere kadastrosu başlanan bölgede zilyedin leh ve aleyhine açılan davada zilyede tanınan haklar iddia ve def'i olarak ileri sürülebilir. Abana tapulama bölgesi olduğuna göre, davalının savunması üzerinde durulması, gerçekten tarafları bağlıyan tapu dışı trampanın mevcut olup olmadığının araştırılması ve böylece 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesinde öngörülen koşulların davalı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, tapulu yerin haricen takasının geçerli olmadığından söz edilerek davanın kabulü ne karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün, HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMAS1NA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.5.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|