Hukuki.NET

T.C.YARGITAY1. Hukuk DairesiE. 1992/3005K. 1992/5099T. 17.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TAPU İPTALİ VE TESCİL MURİS MUVAZAASI
 
ÖZET Davanın kabul edilebilmesi için murisin iradesinin muvazaalı olarak açıklandığının, böylece diğer mirasçılardan mal kaçırılmanın amaçlandığının açıkça ortaya konulması gerekir.(818 s. BK. m. 18)
 
Taraflar arasında görülen davadan dolayı verilen 23.12.1991 tarih, 165/ 442 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi süresinde davalılar tarafından istenilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Davacılar, dava dilekçelerinde (.. miras bırakanları Mahmuta ait çekişmeli taşınmazın kooperatiften kredi alınabilmesi için, bir kısım davalıların ara miras bırakanı olan Hasan Ali'ye tapuda satış gösterilerek temlik edildiğini, gerçekte bağış yapıldığını, bunun muvazaalı işlem niteliğini taşıdığını; daha sonraki devir ve temliklerinde muvazaaya dayandığını..) ileri sürmüşler, miras payları oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. İddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle davada 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ifadesini bulan 'muris muvazaası' nedenine dayanıldığını kabul edebilmek olanağı yoktur. Aksine iddia, belli bir amaca (kredi alabilme amacına) yönelik olarak gerçekleştirilmiş, taraf muvazaası niteliğini ve içeriğini taşımaktadır. Bilindiği üzere, taraf muvazaası iddiaları, ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Davacılar ise, iddialarını doğrulayan yazılı bir delil getirememişlerdir. Esasen, kabule (muris muvazaası şeklinde yapılan tavsife) göre de, davanın kanıtlandığı sonucuna varılamamaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında (.. bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla, aslında bağışlamak istediği taşınmaz hakkında, tapu sicil memuru Önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun yada olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ve gizlenen bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun buIunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri...) öngörülmüştür. Ne varki, anılan yargısal karara davalı davanın kabul edilebilmesi için murisin iradesinin muvazaalı olarak açıklandığının, böylece diğer mirasçılardan mal kaçırılmanın amaçlandığının açıkça ortaya konulması gerekir. Somut olayda, murisi evvel Mahmut, adına tapuda kayıtlı bulunan 16.800 m2. lik taşınmazın davaya konu 5000 m2.lik bölümünü ifrazen ve "tarla" vasfıyla 26.4.1967 tarihinde davalılardan bir kısmının ara miras bırakanı olan oğlu Hasan Ali'ye temlik etmiştir. Anılan temlikte gösterilen satış bedelinin, o günkü rayiç değerine yakın bir değer olduğu uzman bilirkişi raporuyla saptanmıştır. Ayrıca, anılan raporda tarla vasfıyla temliki yapılan çekişmeli yerin sonradan ağaçlandırıldığı ve yaklaşık yirmi iki yıldan fazla bir zamandan ben satın alanlarca kullanıla geldiği ifade edilmiştir. Öte yandan dinlenilen tanıklar, 1967 yılında rayiç değerine yakın bir değerle yapılan temliki işlemin gerçekte bağış olduğunu kesin biçimde ortaya koyamamışlardır.
 
o halde, iddianın ileri sürülüş şekli itibariyle "taraf muvazaası" niteliğinde bulunduğu ve böyle bir iddiayı kanıtlayacak yazılı delilinde getirilemediği gözetilerek davanın reddedilmesi gerekirken, kabul edilmesi doğru değildir. Kabule (mahkemenin tavsifine) göre de, davanın kanıtlanamadığının dikkate alınmaması isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü, HUMK.nun 428. maddesi gereğince  BOZULMASINA, 16.5.1991 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 250.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.4.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini