 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1992/2933
K. 1992/6041
T. 7.5.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SATIŞ VE DEVİR YASAĞI
- TAPU İPTALİ VE TESCİL OLANAĞI
ÖZET 4753 sayılı Yasa uyarınca verilen yerlerde yirmibeş yıllık devir ve satış yasağı bulunmaktadır. Ancak, sonradan yürürlüğe giren 3083 ve 3202 sayılı Yasalar ile 3453 sayılı Yasaya aykırı devirlerden ötürü Hazinenin, geri alma hakkını kullanamayacağına ilişkin hükümler getirilmiştir. Bu nitelikteki taşınmazlar yirmibeş yıllık kısıtlama süresi içinde haricen satılıp zilyedligi de devredilmiş ise koşulları gerçekleştiği takdirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b ve 33/4 maddeleri gereğince zilyedi adına tescil olanağı doğar.
(4753 s. ÇTK. m. 57,58)
(3083 s. SAAD. K. geçici m. 3)
(3202 s. KHGK. geçici m. 9)
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-b, 33/4)
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalılardan Feyzullah ve Rıza tarafından temyiz edildiğinden dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar; 4753 sayılı Yasa uyarınca miras bırakanlarına dağıtım yoluyla verilip, adına kaydedilen tapu kayıtlarına dayanarak, elatmanın önlenmesini istemişlerdir. Davalılar ise, haricen satın alma ve zilyedlik savunmasında bulunmuşlardır. Mahkemece, harici satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Gerçekten 4753 sayılı Yasa uyarınca verilen yerlerde 25 yıllık devir ve satış yasağı getirilmiş olmasına karşın, davalılar harici satışın takyit süresi içerisinde yapıldığını savunmuşlardır. Ne var ki, sonradan yürürlüğe giren 3083 ve 3202 sayılı Yasalar ile yasaya aykırı devirlerden ötürü Hazinenin geri alma hakkını kullanamayacağı yolunda hükümler getirilmiştir. Hal böyle olunca, değinilen şekilde oluşan (4753e göre tesis edilen) tapu kayıtları yönünden de koşulları oluşmuşsa Kadastro Yasasının 13/B-b maddesi hükmü uygulama yeri bulabilmelidir. Esasen harici satış yapan tarafın yasal takyide dayanmasını da iyi niyetle bağdaştırmak olanağı yoktur. Bu itibarla Şarkışla ilçesinin tapulama bölgesi olduğu ve tapulaması başlanan bölgelerde de zilyed yararına doğan hakların def'i yoluyla ileri sürülebileceği dikkate alınarak davalıların savunmasının değerlendirilmesi, harici satışın hangi taşınmaz veya taşınmazlar için yapıldığının kesin olarak açıklığa kavuşturulması zilyedlik olgusunun ve süresinin saptanması, böylece olayda 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıkca belli edilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarda belirtilen ilke yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.5.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|