 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1992/14579
K. 1993/1967
T. 18.2.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAPU İPTALİ VE TESCİL
KIŞLAK VE YAYLAK
ÖZET Kışlaklar, yaylaklar ile birlikte incelenirler ve özel mülkiyete konu olamazlar. Satılamayacakları gibi zamanaşımı yolu ile de kazanılamazlar.
(743 s. MK. rn. 639)
(474 s. AHTK. m. 3)
(2502 s. MSYK. m. 6)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı idare temsilcisi tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, kendisi ve miras bırakanı adına kayıtlı 827 hektar 9000 m2 miktarındaki tapulu arazinin bir kısmının 4753 sayılı Yasa uyarınca faaliyet gösteren Toprak Tevzi Komisyonu tarafından davalı Hazine adına belirtmesinin yapılarak 13 parça halinde tapuya kaydedildiğini ileri sürmüş; tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece davada dayanılan tapu kaydına değer verilmek suretiyle, kaydın kapsamında, kaldığı saptanan taşınmazlar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davacının dayandığı tapu kaydı, davalı Hazinenin taraf olmadığı (hasımsız) tescil davası sonunda, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 23.8.1943 tarih 95-39 sayılı karara dayanılarak tesis edilmiştir. Gerçekten, 6333 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 17.3.1954 tarihinden önceki mevzuata göre senetsizden tescil davalarında Hazineyi hasım gösterme zaruretine işaret eden bir yasal hüküm yoktur. Nevar ki, tescil kararı ve bu karara dayanılarak kütüğe geçen 7.1.1944 tarih, 21 nolu tapu kaydı, "kışlak" niteliğindeki arazi için oluşturulmuşlardır.
Bilindiği üzere, kışlaklar, kışın hayvanların barınmaları, yayılıp otlamaları için kurulmuştur. "Münhat ve mütedil" (ılımlı ve alçak) yer olma, bu yerlerin en esaslı niteliğidir. Gerçek amaç kışın soğuklardan hayvanları korumaktır. Kışlaklar da, yaylaklar ile birlikte incelenirler ve Özel mülkiyete konu olamazlar. Satılamıyacakları gibi zaman aşımı yolu ile de kazanılamazlar. Esasen, 1988 yılına değin yürürlükte kalan (8.11.1988 tarihinde yürürlüğe giren 3488 sayılı yasa ile kaldırılmıştır). 474 sayılı Yasanın 3. maddesinde (...kura ve kasabata ait olan meralarla, yaylak ve kışlak gibi menafii umumiyeye mahsus ve metruk mahaller, tahdit ve mesaha ile bedel tesbit ait oldukları kura ve kasabalar namlarına kaydedilir...) hükmü getirilmiş; Doğu Beyazıt ilçesini de kapsamına alan 2502 sayılı Yasanın 5606 sayılı Yasa ile değişik 6. maddesinin birinci fıkrasına da (...474 sayılı Kanunun 3. maddesinin şümulüne giren ve fakat Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun uygulama sırası gelmemiş olan ilçelerdeki yaylak ve kışlaklar Toprak Kanunu ile kabul edilen nisbet ve esaslar ölçüsünde olmak şartıyla Köy Kanununun 3. maddesi uyarınca sınırlandırılarak köylerin kasabaların ve şehirlerin ihtiyaçları için mahalli hükümetçe bunların müşterek intifalarına parasız tahsis olunur...) şeklindeki hükümler yazılmıştır. Ayrıca, maddenin ikinci fıkrası ile de; yaylak ve kışlakların gerçek ve tüzel kişiler adına tapuya bağlanması yasaklanmış; yalnızca, bu yasanın yürürlüğe girmesinden Önce tapuya bağlanmış yerlerde, 2644 sayılı Yasanın 31. maddesi hükmünce sahiplerinin kazanılmış hakları saklı tutulmuştur.
Öte yandan, metruk araziden bulunan ve köy halkının genel yararlanmasına sunulan yaylak ve kışlakların yanında, miri araziden bir yada birkaç kişiye tahsis edilmiş yaylak ve kışlaklarında alabileceğini Arazi Kanunnamesinin 24. maddesi hükmü öngörmüş idi. Nevar ki, somut olayda Arazi Kanununun 24. maddesi hükmü uyarınca alınmış Özel bir kışlak tapusu ibraz edilmediği gibi, 1934 yılında yürürlüğe giren 2502 sayılı Yasa öncesi kazanılmış bir haktan sözetmek olanağı yoktur. Öyle ise, toprak tevzi komisyonunca, davacıya ait "kışlak' tapusuna değer verilmemesinde ve çekişmeli yerlerin Hazine adına belirtilip, tapuya kaydedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
O halde, Kışlakiye niteliğindeki yer için 1943 senesinde açılmış hasımsız tescil davası sonucu verilen hükme ve buna göre oluşturulan tapu kaydına itibar edilerek, Hazine üzerindeki kayıtların iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Davalı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|