Hukuki.NET

T.C.YARGITAY1. Hukuk DairesiE. 1992/14571K. 1993/1963T. 18.2.1993
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TAPU İPTALİ VE TESCİL VAKIF TAŞINMAZ
 
ÖZET Vakıflar Genel Müdürlüğü 'nden ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nden ayrıntılı bilgi alınması; böylece vakıfnamenin muteberiyetine ve vakfın türüne tam bir açıklık getirilmesi ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerekir.(743 s. MK. m. 73, 81/A, 639)
 
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacı İdare vekili tarafından temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Davacı Vakıflar İdaresi vekili, tapulamaca davalı adına tesbit edilen davaya konu taşınmazın "Hazinedar zade Süleyman Paşa Vakfiyesi" kapsamında kaldığını ileri sürmüş, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, (... davada dayanılan vakfiyenin muteber bir vakfiye niteliğinde bulunmadığı...) gerekçesiyle ve davalının zilyedliğine değer izafe edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten, bir malın vakıf olduğunu ispat onu iddia edene düşer. Bunun için de kural olarak muteber bir vakfiyeye dayanılması gerekir. Muteber bir vakfiye ise yapılan açık duruşma sonunda vakfın lüzumuna ve tesciline mahkeme tarafından karar verilmekle meydana gelirdi.
 
Bir vakfiyenin muteber olup olmadığını incelerken evvela yapıldığı tarihe bakılır. 1296 (1881) tarihli senedatı şer'iyye talimatnamesinin (ki o tarihte bir hükmün kanun mahiyetini alabilmesi padişahın irade etmesine bağlanmıştır. Bir talimatname veya nizamname padişahın iradesiyle çıkmışsa, kanun mahiyetini almış olurdu. Bu talimatnamede padişahın iradesiyle yürürlüğe girmiştir). Yürürlüğe girmesinden sonra yapılmış ve mahkeme siciline kaydedilmiş ise bu takdirde muteber bir vakfiyeden söz edilebilir. 1296 yılından evvel yapılmış bir vakfiyeye dayanılırsa eski vakıf kayıtlarına vakfiyenin işlenmiş olup olmadığına bakılır. Eskiden beri bu vakfiyeye dayanılarak hareket edilmekte ise, vakfiyenin aslı kayıp edilmiş bulunsa da eski vakıf kayıtları iddiayı ispata yarayan bir delildir (Dr. Suat Bertan, Ayni Haklar, Cilt: 1, sayfa:92 vd.).
 
Bir malın sahih vakıf niteliği ile vakfolunabilmesi için mülk olması şarttır. 1291 (1875) yılından evvel vakfedilmiş bir malın tapu dairesinde kaydının bulunması mümkün değildir. Bir mal vakfedilince, başkasına intikal edemez bir mal haline gelmiş olacağından, 1291 yılından evvel yapılmış bulunan vakfiyelerde söz konusu edilen gayri menkullerin tapuda kaydı olmazdı. Bunların vakıf mallardan bulunduğunu delili vakfiyeleri ve vakıf kayıtlarıdır.
 
Hemen belirtilmelidir ki, muteber bir vakfiyenin bulunduğu ispat edilmekle de belli bir gayri menkulün vakıf malı olduğu sabit olmuş sayılmaz. Muteber bir vakfiye evvelce yapılmış olabilir, ancak o vakfiyeye göre hak iddia edilen malın da vakfedilmiş olduğunun ayrıca ispatı gerekir. Diğer bir değişle, vakfedilen mallar arasında dava konusu malın bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
 
Öte yandan, vakfedilen malın mülkiyeti vakfedene ait olmayıp ta Hazineye ait bir mal ise vakıf sahih olmaz. Sahih olmayan bir vakfın meydana gelebilmesi için, kamu hizmetlerinden olan bir işin görülmesini sağlamak maksadıyla o malın padişah veya padişahın izniyle başka biri tarafından vakfedilmesi gerekir. Hazineye ait gelirle ödenmesi icap eden bir masraf hakkında malın mülkiyeti Hazinede bırakılarak tahsis yapılırsa bunlara "tahsisat nevinden vakıf" denildiği gibi "vakıf irsadı" adı da verilirdi. Sahih olmayan tahsisat kabilinden vakıflar üç şekilde olurdu:
 
1– Mülkiyeti Hazineye ait olan bir malın öşrü (mahsulün onda biri) ve resimleri;
 
2- Mülkiyeti Hazineye ait olan bir malın hem öşür ve resmi, hem de tasarruf hakkı padişah tarafından vakıf yoluyla tahsis edilebilirdi.
 
3– Ayrıca, aşar ve rüsümatı (resimleri) Hazineye verilmek kaydıyla mülkiyeti Hazineye ait olan yerin (miri arazinin) tasarruf hakkı da padişahça veya padişahın izni ile arazinin mutasarrıfı tarafından, Devletin masraf yapması gereken bir işe vakf edilmesi suretiyle tahsis olunabilirdi.
 
Yukarıda değinilen vakıf türlerinden (sahih olarak) doğrudan doğruya hayır işinin yerine getirilmesine ayrılan malların (hayrat vakıfların), kamu mallarından bulundukları cihetle, özel mülkiyete konu olamayacakları açıktır. Bunun yanı sıra, tapuda kayıtlı galle getiren vakıf gayri menkuller yönünden de MK.nun 639. maddesinin şartlarının yerine gelmesine imkan yoktur; çünkü vakıf, kanunla kurulmuş bir kamu tüzel kişiliğidir. Ölmesi ve gaipliğine karar alınması söz konusu olamayacağından, MK.nun 639. maddesinin uygulanması düşünülemez. Tasdikli vakıf defterlerinde kayıtlı bulunan (muteber vakfiyesi olan) ancak tapu siciline geçmeyen vakıf malların da zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesi mümkün değildir. Medeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kendi konularında bu gibi defterlerin tapu sicilleri gibi hukuki değerleri vardı. Esasen, vakfa ait galle getiren bir gayrimenkul üzerinde MK.nun 639. maddesinin şartları yerine gelir veya gelmez demek için, gayri menkulün tapu siciline kayıt edilmiş veya muteber vakıf defterinde kayıtlı olarak kalmış olması bakımından bir ayrım yapmağa gerek yoktur. Her iki halde de geçerli mülkiyet belgesinin varlığı kabul edilmelidir.
 
Kuşkusuz, mülkiyeti Hazineye ait olan arazi (miri arazi)nin tasarrufu yada gelirleri için oluşturulan "tahsisat nevinden vakıf" türleri üzerinde, vakfın haklarının (dava hakkı dahil) değerlendirilmesi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği ile mülk edinilmesi şartlarının tartışılması gerekecektir. Özellikle, öşür ve rüsümatı vakfedilmek suretiyle oluşturulan gayri sahih vakıflardan dolayı vakfın bir istekte bulunmasına, hukuk ve kanun bakımından imkan kalmamıştır. Hazine hakkı olan Öşür almak usulü kanunla kaldırıldığına göre, vakfın da hak talep edemeyeceği tabiidir. Ancak, mülk arazi üzerinde kurulan sahih vakıflar için, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği ilgilisine bir hak bahşedemez. Esasen, MK.nun 903 sayılı Kanunla değişik 81/B maddesi hükmü vakıf malları üzerinde zilyedlik yolu ile mülk edinilemeyeceği kuralını da getirmiştir. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkelere cevap verecek şekilde araştırma yapılması, özellikle Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nden ayrıntılı bilgi alınması, böylece vakıfnamenin muteberiyetine ve vakfın türüne tam bir açıklık getirilmesi ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturma ve değerlendirme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere davanın reddedilmesi doğru değildir.
 
Davacı Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden Ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini