 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1992/13934
K: 1992/2128
T: 24.02.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yanlar arasında birleştirilerek görülen tenkis, tapu iptali ve tescil davası sonucunda Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süresi içerisinde, davacı vekili tarafından temyize cevap süresiyle, davalı Havva Kemal Çetiner vekili tarafından da temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı taraf, müşterek miras bırakan Halil Çetinel'in dava konusu (4), (21) ve (48) parsel sayılı çaplı taşınmazlarını, 17.5.1983 tarihinde, davalılara, toplam 1.700.000 TL. bedelle temlik ettiğini, murisin 19.2.1984 tarihinde öldüğünü, esasen, murisin davalılardan para almadığını, davalılarında bu yerleri almaya mali imkanlarının olmadığını teknis hükümleri dahilinde ve pay oranında ödeme yapılmasını talep etmiştir. Ancak, davacı taraf, bir süre sonra açtığı dava ile muris tarafından, tapuda davalılar lehine yapılan bu işlemin muvazaalı olduğunu, Borçlar Yasasının 18. maddesi uyarınca, danışıklı yapılan bu işlemin pay oranında iptal ve tescili talep edilmiştir. Her iki dava birleştirilerek görülmüştür. Davalılar, tapu memuru huzurunda yapılan işlemin gerçek olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacı taraf, murisin oğlu davalı taraf ise; murisin öteki oğlunun karısı ve oğludur. Başka bir anlatımla gelini ve torunudur.
Mahkememce, davacı tarafça yapılan yemin teklifinin davalılarca, mahkeme huzurunda yerine getirilmesinden de söz edilerek (48) ve (4) nolu parseller hakkındaki davanın reddine, öteki (21) nolu parselin akit değeri ile akit tarihindeki gerçek değeri arasında aşırı oransızlık olduğu düşüncesi de gözetilerek bu parsel hakkındaki muvazaa davasının kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ile davalı Havva Kemal Çetinel tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Toplanan delillere, tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın temyiz itirazları yerinde değildir, reddine, Davalının temyizine gelince; Davacı taraf, 4.11.1985 tarihli dilekçesi ile ".. akitte yazılı olan bedellerin davalılarca murise ödenip ödenmediği konusunda" yemin teklifinde bulunmuş olup, davalılarda Mahkemece, bedeli ödedikleri konusunda ayrı ayrı ve yöntemine uygun olarak yemini eda etmişlerdir. Esasen her üç taşınmazda aynı tarihli akit tablosu ile temlik edilmiş olup, iradenin tecezzi etmesi mümkün değildir. Öte yandan bedeller arasındaki oransızlık da tek başına muvazaanın kanıtı olamaz. Ayrıca, H.U.M.K.nun 344 ve devamı maddelerinde de belirtildiği üzere "yemin" kesin delil niteliğindedir. Bu durumda (21) nolu parsel hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, maddi olay ve kanıtların yanlış değerlendirilmesi sonucu bu parsel hakkındaki davanın kabulü doğru değildir.
SONUÇ: : Bu yöne değinen davalı taraf temyizi yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 24.2.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|