 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1990/7918
K: 1990/8539
T: 18.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yanlar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece verilen karar yasal süre içeresinde davalılar (davacılar) Sadık ve Ali vekilleri tarafından temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı Ali Osman, 254 parsel sayılı çaplı taşınmazına davalıların elattıklarını ileri sürerek önlenmelerini istemiş, duruşma aşamasında ölümü üzerine davaya mirasçıları devam etmişlerdir. Davalılar Sadık ile Ali, harici satın almak ve zilyetliğe dayanarak 1985/44 esas numarası altında tapu iptali, tescil davası açmışlardır. Her iki davanın dosyaları birleştirilemek suretiyle yargılama birlikte sürdürülmüştür. Çekişmeli, 254 parsele revizyon gören tapu kaydının 4753 sayılı Yasaya göre, dağıtım suretiyle Ali Osman adına 1954 yılında oluştuğu anlaşılmaktadır. 4.5.1987 günlü keşif krokisinde, (B) harfi ile gösterilen 254 parsele ait çap kapsamındaki taşınmazın kayıt maliki Ali Osman tarafından 18.4.1968 tarihli senetle davalı tarafa haricen satıldığı ve o tarihten beri davalıların çekişmesiz, aralıksız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu saptanmıştır. Esasen, tartışmasız olan bu yönler mahkemenin de kabulündedir. Yerköy İlçesi, tapulama bölgesidir. Taşınmaz devir ve temlik yasağı içerisinde haricen satılmıştır. Ne var ki; 3083 ve 3202 sayılı Yasalar ile 4753 sayılı Yasa uyarınca dağıtılan taşınmazın dağıtım amacına aykırı biçimde kullanılması halinde, Hazinenin geri alma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nca da (4.2.1987 tarih, 273/66) tapulama çalışmalarına başlanan bölgelerde, 4753 sayıl Yasa uyarınca verilen taşınmazların zilyetleri yararına 766 sayılı Yasanın 32/c ve 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddelerinin uygulanması gerektiği görüşü benimsenmiştir. 1. Hukuk Dairesi'nce de, Hukuk Genel Kurulu'nun görüşüne paralel uygulamaya girilmiş ve bu uygulamalar da devamlılık kazanmıştır. Hal böyle olunca, 254 parselin tapulamaca tesbit tarihinin tutanağının getirilmesi suretiyle saptanması ve olayda 766 sayılı Yasanın 32/c, sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı Yasanın 13/B-b maddelerinde öngörülen koşulların davalı taraf yararına gerçekleşip, gerçekleşmediğinin araştırılıp değerlendirilmesi, böylece varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle ve noksan soruşturma ile yetinilirek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalılar (davacılar) Sadık ile Ali'nin temyiz itirazları yerindedir. KAbulü ile açıklanan nedenlerden ötürü, hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.