 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1990/6967
K: 1990/7825
T: 04.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, tapuya dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar da tapu ile karşı çıkmışlardır. Mahkemece, yanların parsellerine revizyon gören tapuların miktarının, çapların alanından daha az olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne varki, tarafların dayandıkları tapuların uygulanmasına ilişkin keşif ve soruşturma hüküm kurmaya, kesin sonuçları almaya ve yanlar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye yeterli değildir.
Şöyleki, davacının dayandığı ve adına kayıtlı 318 ada, (17)nolu parsele revizyon gören 25.9.1961 tarih ve 126 nolu tapu, senetsizden tescil ilamı ile oluşturulmuştur. Yine, davalıların tutunduğu ve adlarına tesbit edilen 318 ada (16) nolu parsele yenilenen 28.6.1963 tarih ve 101 sayılı tapu ise (1950) yılında, senetsizden belediye adına oluşturulup ihale ile satıştan edinilmiştir. Her iki tapunun da, dayanağı haritaları yada krokilerinin bulunması olasıdır. Medeni Yasanın 645 ve Kadastro Yasasının 20. maddesine göre, haritaya dayanan tapuların "sınırı" plan ve arz üzerine konulan işaretlerle saptanır. Plandaki sınırı ile arz üzerindeki sınırı birbirini tutmazsa asıl olan plandaki sınırdır. Mahkemece, bu yasal kural gözetilmemiş, tapuların dayanak krokileri soruşturma konusu yapılmamıştır.
Ayrıca, yerel bilirkişinin (tapu bu yere uyar, tapuda yazılı sınırlar burada vardır) gibi soyut içerikli sözleri tapuların kapsamını belirlemeye yeterli olamaz.
O halde, yanların dayandıkları tapuların harita yada krokilerinin merciinden getirtilip, tapu fen memuru yetki ve yeteneğine sahip uzman bilirkişiler aracılığıyla çekişmeli yere uygulanması ve uygulama sonuçlarını yansıtacak açık, kesin nitelikte ölçekli krokili rapor alınması, harita ve kroki yoksa çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kimseler arasından birden fazla seçilecek yerel bilirkişiler aracılığı ile yeniden uygulama yapılmasını, yerel bilirkişilerin gösteremedikleri sınırlar olursa yanlara tanık dinletme olanağı sağlanması, uygulama sırasında komuş kayıtlardan da yararlanılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin böylece denetlenmesi, aykırılık varsa giderilmesi uzman bilirkişiye de keşfi izlemeye, infazı sağlamaya elverişli kroki düzenlettirilmesi, gerekir. Açıklanan bu kurallar doğrultusunda yapılacak uygulama sonucunda, taraf tapularının dava konusu yeri çevirip çevirmediği açık yön kalıp kalmadığı, kesin biçimde ortaya çıkarılmalıdır. Noksan soruşturma ile yetinilerek aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.6.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.