 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1990/5695
K: 1990/12617
T: 06.11.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yanlar arasında görülen davada; davacı kayden maliki bulunduğu 485 ada, 65 parsel sayılı taşınmaza davalının elatmasının önlenmesini ve yaptırdığı yapının yıktırılmasını istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, yasal süresi içerisinde duruşmalı inceleme yapılması isteği ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı Vakıflar İdaresi, ana cadde üzerindeki sıra dükkanların yer aldığı parsellerin kayden malikidir. Amacı doğrultusunda yaptırmak istediği iş hanı için gereksinim duyduğu noksan arsayı kendi yerlerinin arka cephesinhdeki Belediyeye ait 8 parsel sayılı taşınmazı 1978 yılında satın almak suretiyle sağlamış ve çekişmeli 485 ada, 65 parsel sayılı taşınmaz, sözü edilen arsaların birleştirilmesinden tevhit edilmesinden oluşmuştur. Davacı tarafından dükkanlardaki kiracılar tahliye edilip yıktırıldıktan sonra davalının Belediyeden geçen yerin 33 m2 lik bölümüne işyeri yaptığının anlaşılması üzerine açılan bu davada yıkım suretiyle elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece 2981 sayılı yasa hükümleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki 2805 ve bunu yürürlükten kaldırılan 2981 sayılı yasaların adı dahi "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Olarak Yapılan Yapılara Uygulanacak İşlemler..." şeklindedir. Gerek bu ve gerek 775 sayılı yasalarda gecekondu "İmar ve yapı işlerini düzenleyen mevzuata ve genel hükümlere bağlı kılınmaksızın kendisine ait olmayan arsa ve araziler üzerinde sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar" olarak tanımlanmıştır. Gecekondu deyiminin sadece konut olarak yapılan ve kullanılan yapıların tanımı için kullanıldığı işyerlerini kapsamadığı yürürlükte olan ve kaldırılan 7367, 775, 2805, 2981 3290 3366 sayılı yasalar ile bu yasalara dayanılarak çıkarılan yönetmelik hükümlerinde açıkça vurgulanmıştır. Ayrıca 7367 ve 775 sayılı yasalarda tümüyle ayrık tutulmuş ve 21.3.1983 günü yürürlüğe giren 2805 sayılı yasada Vakıflar İdaresine ait arsa ve araziler üzerindeki gecekondularla ilgili uyuşmazlıkların çözümü yanların anlaşmasına; olmadığı takdirde genel hükümler çerçevesinde yargıya bırakılmış iken 8.3.1984 tarihinde yayınlanan 2981 sayılı yasa ile tapu tahsis belgesi verilecek arsa ve arazi sahibi Belediye, Hazine ve ile Özel İdareleri yanına Vakıflar İdaresi de dahil edilmiş bulunmaktadır. Ne var ki konuya ilişkin yasalarda açıkça belirtildiği üzere diğer kamu kuruluşlarında olduğu gibi davacı Vakıflar İdaresinin de amacı doğrultusunda kendi ihtiyacına özgülediği arsa ve araziler gecekondu sahiplerine verilecek yerlerin dışında tutulmuştur. Davacı Vakıflar İdaresi tarafınhdan 1978 yılında dava konusu taşınmazın yaptırılacak işhanı arsası olarak ayrıldığı tartışmasızdır. Davalı yararına gecekondu ve imar affı yasalarından kaynaklanan kazanılmış hak doğduğundan sözetmeye de olanak yoktur. Hal böyle olunca, davanın kabul edilmesi gerekirken reddedilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,16.5.1989 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14.maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 100.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden tahsiline ve peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.11.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.