 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1990/5079
K: 1990/5463
T: 16.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil davasının reddine dair yerel Mahkemece verilen karar, temyiz edildiğinden gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davaya konu olan 1643 parsel sayılı taşınmazdaki davacıların mirasbırakanları Hayirye Ç.'ye ait 1/4 pay, davacıların vekilleri dava dışı Ahmet A. tarafından tapu idaresine, intikal ve müşterek mülkiyete dönüşterme işlemini takiben davalılara satış suretiyle telik edilmiştir. Davacılar, dava dilekçelerinde ve yargılama sırasındaki beyanlarında, vekaletnamenin hile ile alındığını, vekilin kendi akınlarına temlikte bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil istediklerini bildirmişlerdir. Davacı tanıkları ise vekil ile davalılar arasındaki akrabalık bağını doğrulamışlardır. Hemen belirtmek gerekir ki, davacılar temliki sağlayan vekaletnamenin sahteliğini iddia etmedikçe hata ve hileye düşürüldüklerinden sözederek tanık dinletemezler. Nitekim, anılan ilke, Hukuk Genel Kurulu'nun 5.7.1960 gün ve 1/61-47 sayılı kararında açıklanmış bulunmaktadır. Öte yandan, dava dilekçesinde ve duruşma aşamasında açıklanan maddi olay, hile iddiası yanında (vekalet görevinin kötüye kullanılması) idiasını da içermektedir. İleri sürülen olayların nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin belirlenmesi görevi yargıç'a aittir. Gerçekten BK nun gerek temsile, gerek vekalet akdine ilişkin hükümlerinden anlaşılacağı üzere, vekaleten temsil yetkisi kural olarak vekalet verenin yararına kullanılmalıdır. Eğer vekil, anılan yetkisini kasten vekalet verenin zararına,kendi ya da el ve işbirliği yaptığı başka birinin yararına kullandığı takdirde yapılan işlem temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalmış olsa bile vekalet vereni (tüemsil olunanı) bağlamaz. Böyle bir davranışıyla vekil, vekalet görevini kötüye kulanmakta, yetkisini kötüye kullandığını bilerek vekil ile sözleşme yapanda hakkını kötüye kullanan kişi durumuna düşmektedir. Bu itibarla yerel Mahkemece yapılacak iş, davaya konu payların akit tarihindeki gercek değerlerinin saptanması, tüm delillerin böylece değerlendirilmesi, varılacak sonca göre vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiası yönünden bir karar verilmesinden ibarettir. Değinildiği biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmadan noksan soruşturma ile yetinilip yanılgı gerekçeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle açıklanan nedenlerden ötürü hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 16.4.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.