Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1990/4137
K: 1990/3707
T: 19.03.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  DAVA : Yanlar arasında görülen tapu kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılması davası sonunda, Yerel Mahkemece verilen karar yasal süre içerisinde davalı tarafından temyiz edildiğinden; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
  KARAR : Tapu kaydında yazılı bulunan vakıf şerhinin sicilden silinmesi (terkini) isteğine yönelik olarak açılan bu davada uyuşmazlık; şerhin ilişkin olduğu haktan ve özellikle taviz bedelinden kaynaklanmaktadır. Kuşkusuz, böyle bir uyuşmazlığın sağlıklı biçimde çözülebilmesi, mukataalı ve icareteynli vakıf malların mutasarrıfları adına nasıl tasfiye edileceğinin, tevizin hukuksal niteliğinin ne olduğunun ayrıca bundan kimin yada kimlerin sorumlu tutulması gerektiğinin bulunmasa ve değinilen yönlerin açıkça ortaya konulmasına bağlıdır.
  Medeni Yasanın kabulünden sonra yasada yer alan vakıf (tesis) ile eski vakıflar arasında bir ikilem meydana gelmiş anılan durumun ve ayrıca amaca aykırı uygulamaların giderilmesi için eski vakıfların günün koşullarına uydurulma zorunluluğu doğmuştur. Bu nedenle, 2762 sayılı Vakıflar Yasası yürürlüğe konulmuş; eski mülhak ve mazbut vakıflar yeni bir statüye alınarak, icareteynli ve mukataalı vakıfların tasfiyesi yoluna gidilmiştir.
  Şöyleki; 2762 sayılı Vakıflar Yasasının yürürlüğe girdiği günden itibaren, vakfa ait taşınmaz malların icareteyn veya mukataaya bağlanması yasaklanmış ve eskiden konulmuş olanlarında tasfiyesi için hükümler getirilmiştir. Bu hükümlerin somut olay yönünden önem arzedenleri Yasanın 27, 29 ve 30. maddelerinde ifade edilenleridir. Gerçekten, anılan yasa maddelerinde özetle, (...mukataalı toprrakların ve icareteynli taşınmazların mülkiyetlerinin, yirmi misli bir taviz karşılığında mutasarrıflarına geçirileceği, on yıl içinde taviz verilemek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olanların mülkiyetinin ise, on yıl sonunda "ki bu on yıllık süre 1945 tarihli, 2755 sayılı Yasa ile on yıl daha uzatılmıştır" kendiliğinden mutasarrıflarına geçeceği vakfın hakkının da ivaza dönüşerek, taşınmazın tamamının ivaz karşılığında birinci derecede ve birinci sırada ipotekli sayılacağı, ayrıca tavizler tamamen ödenmedikçe o mallar üzerindeki temliki tasarrufların tapu dairelerince tescil olunamayacağı...) öngörülmüştür.
  Öte yandan vakıf malın mülki dönüşümü ve mutasarrıfına intikali için alınan taviz bedeli icare ve mukataa karşılığı olup; bedel ödenmedikçe o mal üzerindeki temliki tasarruf tapu idaresince tescil olunmayacağından, bunu (taviz bedelini), "gayrimenkul mukellefiyeti" olarak anlamak ve nitelendirmek gerekir. 12 Haziran 1940 günlü tefsir kararındaki nitelendirme bu şekildedir. Esasen öğretide ve  yargısal uygulamada da değinilen nitelendirmeye yer verilmiştir. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 13.7.1981 tarih, 5/15 ve 28.12.1981 tarih, 13/22 sayılı kararlarında, taviz bedeli için "gayrimenkul mükellefiyetidir" denilmiş; Dairenin, 13 Nisan 1939 gün ve 2192/796 sayılı kararında ise (...2762 numaralı Vakıflar Kanununun hükümlerine göre, taviz bedeli bir gayrimenkul mükellefiyeti mahiyetini almış olup, Kanunu Medeninin 764. maddesi mucibinde bu mükellefiyet satışlarda yeni malike intikal edeceğine ve mezkür Vakıflar Kanununda taviz bedelinin evvelemirde satıcıdan alınacağının yazılı bulunması, bu hükmü tağyir etmeyip, tahsil hususunda taraflar pazarlık edebileceklerine, hadisede taviz bedelinin bayie ati olacağı hakkında bir şart dermeyan olunmadığına...) şeklindeki gerekçelere ve görüşlere değinilmek suretiyle "gayrimenkul mükellefiyeti" niteliğini alan taviz bedelinden, aksine bir sözleşme düzenlenmemişse alıcının (yeni malikin) sorumlu tutulacağı vurgulanmıştır. Böylece, önceki kayıt ve belgelerden aslının vakıf taşınmaz olduğunun anlaşılması üzerine, vakıf şerhinin intikal (gitti) kayıtlarına sonradan işaret edilmiş bulunmasının yeni maliki, MK.nun 764. maddesinden doğan mükellefiyetten kurtaramayacağı sonucu da ortaya çıkmaktadır.
  Ancak, vakıf şerhini taşıyan tapu kayıtlarının kapsamındaki tüm taşınmazlar için taviz bedeline tabidir denebilecek midir? Elbette, buna mutlak biçimde olumlu yanıt verebilme olanağı yoktur. Zira, rakabe (çıplak) mülkiyeti, vakfa ait ve Vakıflar Yasasının 27. maddesi gereği tevize tabi sahih vakıfların yanında, Devlet'e ait (miri) arazi  üzerinde Padişah yada onun izin verdiği kişi tarafından kurulmuş gayri sahih vakıflar da bulunmaktadır.
  Sahih olmayan (tahsisat kabilinden) vakıflar;
  1 - Yalnızca aşar ve rüsümatı (resimleri ve vergileri),
  2 - Yalnız Hukuk'u tasarrufiyesi (tasarruf hakkı)
  3 - Hem Hukuk'i tasarrufiyesi (tasarruf hakkı) hemde aşar ve rüsümatı (vergi ve resimleri) vakıf ve tahsis edilmiş olarak üç türde oluşturulmuşlardır (Bkz., 1274 tarihli Arazi Kanunnamesi m. 4/2). Arazi-i Emirriyye-i Mekufenin (tahsis ve irsat kabilinden gayr-ı sahih vakıfların) çoğunun, yalnızca aşar gibi vergi ve resimlerinin bir hayır cihetine tahsisi sonucu oluşturulduğuda öğretide ifade edilmektedir.
  İşte; gerek sahih (mülk araziden oluşan vakıf), gerekse sahih olmayan türde oluşturularak uzun süre topluma ve insanlığa büyük yararlar sağlayan vakıf malların önceleri vakfı tarafından tamiri veya yeniden yaptırılması olanağı yaratılabilmiş; ne varki, yangınlar ve depremler dolayısıyla buna vakfın gücü yetmek olunca, sosyal ve ekonomik zorunlulukların ürünü olarak mukataa ve icareteyn usulü doğmuştur.
  Mukataada, vakıf taşınmaz, kendi olanaklarıyla vakıf tarafından inşa ve onarılmasının mümkün olmaması sebebiyle bina yapmak; ağaç, bağ kütüğü veya bağ çubuğu dikmek ve bunların durması karşılığında vakfa her sene maktu bir zemin kirası ödenmek suretiyle kiralanmış; bu suretle yapılan bina ve dikilen ağaçlar yapanın veya dikenin malı sayılmış ve ölümü ilede bunların varislerine geçeceği, mukataanın yani kira karşılığının verildiği sürece mukavelenin fesh edilemeyeceği ve arazi üzerine yapılan muhtesatın kaldırılamayacağı kabul edilmiştir.
  İcareteynde ise; vakıf binaların yanması ve vakıf tarafından tekrar inşa için ekonomik gücün yaratılmaması veya kısa süre ile karlanmasının da mümkün olmaması (kısa süreli kiralamaya talip çıkmaması) nedeniyle bir tür süresiz kiraya benzeyen usule gidilmiş; kiracısından kıymetine eşit "muaccele" denilen peşin bir bedel alınıp yanan bina, vakıf tarafından yeniden inşa ve tamir ettirilerek, her sene "muaccele" denilen küçük bir bedel karşılığında süresiz olarak (kiracılara) bırakılmıştır. Kira parasını ödeyerek hak kazanan kimseye de mutasarrıf denilmiştir. Tasarruf hakkının ölümle mirasçılara intikal edeceği de öngörülmüştür (Bkz., Ali Himmet Berki, 2. Kitap, Ankara, S: vd.; Dr. Suat Bertan, Aynı Haklar, Cilt: 1, s:74 vd.).
  Mukataalı ve icareteynli vakıflarda, zamanla kuruluş amaçlarına aykırı yaygın bir uygulama ortaya çıkınca, bunların tasfiyesi yoluna gidilmesi düşünülmüş; o zamanan Hukuk ve Vakıf anlayışı içinde Vakıflar Yasası ve tasfiyeye ilişkin hükümleri yürürlüğe konulmuştur.
  Her ne kadar Vakıflar Yasasının 27. maddesindeki taviz bedeli hükmü, sahih olmayan vakıflar yönünden konuya tam bir açıklık getirememiş ise de; aşar'ın 17.3.1941 tarih, 552 sayılı Kanunla önceden kaldırılmış olması nedeniyle "sadece aşar ve rüsümatı vakıf ve tahsis edilmiş" taşınmazlar için taviz bedelinin alınamayacağı açıktır. Bunun dışındaki tasarruf hakkı veya hem tasarruf hakkı, hem de aşar ve rüsümatı tahsis ve vakıf edilmiş...) taşınmazlar için taviz bedelinin ödenmesi gerekir (Şurayı Devlet Tazminat Dairesi'nin 31.12.1937 tarih, 52/76 sayılı ve Şurayı Devlet Umumi Heyeti'nin 21.1.1938 tarih, 19/18 sayılı kararları; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 16.2.1988 tarih, 931/1459 sayılı kararı).
  Bu itibarla; taşınmaza ilişkin tapu kaydı (lik tesisinden itibaren) ile şahsiyet ve vakfiyet durumlarını gösterir kayıt ve varsa öteki belge (vakfın icareteyn ve mukataa hesap ve sarf defter) örnekleri ilgili merciilerinden getirilmeli, ayrıca Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nden ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı, toplanan delillerden vakfın tavize tabii olduğunun kesin biçimde anlaşılması halinde, 2762 sayılı Yasanın 2888 sayılı Yasa ile değişik 27. madde hükmü gözetilerek belirlenecek taviz bedeli üzerinden şerhin silinmesine (terkinine) karar verilmelidir. Dosyaya getirtilen bilgi ve belgelerden sonuca varılmadığı takdirde ise; konunun uzmanı kişilerden seçilecek bilirkişi veya bilirkişi kuruluna (gerektiğinde talimat yoluna başvurulurak) inceleme yaptırılmalı, kendilerinden ayrıntılı rapor istenmeli ve ondan sonra tüm deliller raporla birlikte yeniden değerlendirilerek bir hüküm kurulmalıdır.
  Yerel mahkemenin yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere ve ilkelere yanıt verecek içerikte ve nitelikte bir araştırma yapmadan, noksan soruşturmayla yetinip, yazılı şekilde karar vermesi doğru değildir.
  Davalı İdare vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.3.1990 tarihinde oybiriğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini