 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1990/2309
K: 1990/5411
T: 16.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece verilen karar yasal süre içerisinde davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de duruşma isteği değer yönünden reddedilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Miras bırakan Duran Alaçeşme 1955 yılında oğlu Muammer'i taşınmazlarını satması için vekil atamıştır. Muammer de vekaletnameye dayanarak babasına (vekil edenine) ait dava dışı iki taşınmazı satmıştır.
Miras bırakanın davacı olan iki kızı, vekaletnamenin babaları tarafından yırtıldığını, buna rağmen vekil Muammer'in dava konusu taşınmazı akrabası olan davalı Salih Zeki'ye sattığını, miras bırakanın muvazaalı işlem yaptığını ileri sürerek iptal istemişlerdir.
Mahkemece muris muvazaasının gerçekleştiğinden sözedilerek dava kabul edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, miras bırakanın verdiği vekaletnameyi yırttığı, eş anlatımla vekilinin azlettiği iddiası hiç bir delille kanıtlanmış değildir.
Muris muvazaasının varlığının kabulü için, yapılan işlemin miras bırakanın gerçek iradesine uygun olmadığının kanıtlanması gerekir.
Satış tarihinde vekaletname ayakta olduğuna azil kanıtlanmadığına, Tapu sicilindeki işlem vekaletnameye uygun biçimde yapıldığına göre, Vekaletsiz temsil ve muris muvazaası bu davanın gündemine gelemez.
Bilindiği gibi, H.U.M.K.'nun 74 ve onu izleyen maddelerine göre, maddi olayları açıklamak yanlara ve bu olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uyuşmazlığı çözecek yasa hükmünü ve kurallarını belirlemek hakime ait görevdir. Mahkemece olaylar, yanlış değerlendirildiği için soruşturma yönteminin de varılan sonuçta da yanılgıya düşülmüştür.
Saptanan olguların vekalet görevini kötüye kullanma hukuksal nedenine ilişkin iddialara dayanak teşkil ettiğinin ve hukuki nitelendirmenin de bu yolda yapılması gerektiğinin kabulü zorunludur.
Diğer yönden, olayda aktif rol oynayan vekil Muammer'in de bu davanın kadrosu içerisine alınmasında zaruret vardır. Çünkü, onun vekalet görevini kötüye kullanıp kullanmadığı soruşturulacak kişiliği ile ilgili bir hüküm kurulacaktır. Savunması alınmadan, göstereceği kanıtlar dinlenmeden verilecek bir karar temel hukuk kurallarına aykırı olur.
O halde, vekil Muammer'i de davaya katmaları için davacılara önel verilmeli, taşınmazın akit tarihindeki gerçek değeri uzman bilirkişi aracılığı ile saptanmalı, miras bırakanın sağlığında vekilinin dava dışı iki taşınmazını satması eylemine neden karşı çıkmadığı, dava konusu taşınmazın satış tarihinden, murisin ölüm tarihine kadar geçen süre araştırılıp değerlendirilmeli, sonuç olarak, davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı gözetilerek, bu müessesenin kuralları içinde uyuşmazlık çözümlenmelidir.
Davalı vekilinin temyiz isteği yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA,16.4.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.