 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E. 1990/16315
K. 1991/2130
T. 21.2.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MİRASTAN MAL KAÇIRMAK
MUVAZAA
ÖZET Mirasçısından mal kaçırmayı düşünen kişi, bağışının (temlikinin) etkinliğini yitirmemesi için gerçek kastını gizleme çabası içine girebilir. Bu nedenle; taraf tanıkları dinlenerek açıklanan hususlar hakkında görgü ve bilgileri sorulmalı, miras bırakanın varsa sağlığında yaptığı diğer temliki işlemlere ait kayıt ve belgeler getirtilmelidir. Ayrıca, miras bırakanın mali durumu üzerinde durulmalı, temlik tarihine tesadüf eden günlerde banka hesaplarına para yatırılıp yatırılmadığı araştırılmalı, davaya konu taşınmazın gerçek değeri uzman bilirkişilerce saptanmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
(743 s. MK. m. 18)
(YİBK., 1.4.1974 gün ve 1/2 s.)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, Borçlar Kanununun 18. maddesinde belirtilen muvazaa hukuksal nedenine davalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, çekişmenin çözümü, miras bırakanın asıl irade ve amacının saptanması ile mümkündür. Gerçekten, kişilerin hayattayken yaptıkları ve iç dünyalarını ilgilendiren hukuki işlemlerdeki amacın tesbiti kolay olmamakla beraber; arzularının açığa vuruluş biçimi, yaşam tarzı, kendi mirasçıları ve yararlandırmayı amaçladığı kişi veya kişilerle olan özel ilişkileri ile objektif ve subjektif olguların sağlıklı bir biçimde yorumlanması sonucu gerçek amacın tesbit edilmesi mümkün olabilir. Borçlar Yasasının 18. maddesinde; "bir sözleşmenin şekil şartlarının tesbitinde iki tarafın gerek yanılarak gerekse sözleşmedeki gerçek amaçlarını gizleyerek kullandıkları deyimlere (yaptıkları tasarruflara) bakılmayarak onların asıl ve ortak amaçlarının aranması" gerçeği vurgulanmıştır.
Mirasçısından mal kaçırmayı düşünen kişi bağışının (temlikinin) etkinliğini yitirmemesi için gerçek kastını gizleme çabası içine girebilir. Bu itibarla 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ışığında, taraf tanıkları, özellikle asıl görevli Asliye Hukuk Mahkemesine bildirilen davacı tanıkları yeniden çağrılmalı, açıklanan hususlar hakkında görgü ve bilgileri sorulmalı, miras bırakanın varsa sağlığında yaptığı diğer temliki işlemlere ait kayıt ve belgelerde getirtilmelidir.
Ayrıca, miras bırakanın mali durumu üzerinde durulmalı, temlik tarihine tesadüf eden günlerde banka hesaplarına para yatırılıp yatırılmadığı araştırılmalı, bunun yanısıra, davaya konu taşınmazın gerçek değeri ile uzman bilirkişilerce saptanmalı ondan sonra toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü, HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.