 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1989/836
K: 1989/2738
T: 13.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda yerel mahkemece verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edildiğinden dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Taraflar imar çapı komşusudur. Davalının kendi kadastro çapına yaptığı, çekişme konusu bina, imar uygulaması sonucu hamur kuralının tatbik edilmesi nedeniyle davacı adına tesbit edilen imar çapına tecavüzlü duruma girmiştir. Bu husus gerek tarafların gerekse mahkemenin kabulündedir. Davalı binasının davacı taşınmazında taşkın duruma düşmesi yapı sahibinin iradesi dışında idarece yapılan tasarruf sonucu meydana geldiği cihetle olayda 6785 sayılı yasanın 42/C ve ona paralel hüküm getiren 3194 sayılı yasanın 18 inci maddesinin uygulanması gerekir. Anılan yasaların belirtilen maddelerinde bu maddi olgu gözetilerek hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şuyu giderilmedikçe bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur hükmü getirilmiştir. Görüleceği üzere maddede yer sahibi ile yapı sahibi arasında denge sağlanması amaçlanmıştır. Mahkemece de bu tür uyuşmazlıklarda yer sahibinin imar uygulaması sonucu yapısı tecavüzlü duruma gelen yapı sahibi aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi istekli davalarda denge hususunun özenle gözetilmesi gerekir. Yasanın açık metni gereği yapı sahibinin binasının bedeli ödenmedikçe bu yeri kullanmaktan men edilmesi mümkün olmadığı cihetle bedel ödenmesinin davanın elatma yanında kal isteğini de içermesini arama zorunluluğu yoktur. Hal böyle olunca Mahkemece imar yasalarının hamur kuralı ile ilgili düzenlemeleri gözetilerek taraflar arasında başka türlü bir anlaşmanın bulunduğu da ileri sürülmediği cihetle yapı değerinin tespit edilmesi ve bunun yer sahibince yapı sahibine ödenmesi koşulu ile davanın kabulü gerekirken, davada kal isteği bulunmadığı görüşü ile yasanın amacına aykırı biçimde mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.