 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1989/5215
K: 1989/6045
T: 17.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bursa 6. Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 10.10.1987 gün ve 104/716 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 13.2.1989 gün ve 1387/1251 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ve dava dışı kişiler adına paylı (müşterek) mülkiyet üzere kayıtlı bulunan taşınmazın (9 sayılı parselin) bir kısım yeri hakkında açılan işbu dava; mahkemece, (davacının çekişmeli yerde davalı paydaşa nazaran üstün bir hakkı bulunduğunu kanıtlayamadığı..) gerekçesiyle reddedilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür bir uyuşmazlık, kural olarak MK.nun müşterek mülkiyeti düzenleyen hükümleri uyarınca çözümlenebilir. Ancak, taşınmazın fiili kullanım biçimi paydaşları arasında varılan anlaşma ile belirlenmiş ise, belirlenen kullanma biçimine uygun hareket edilmesi zorunludur. Paydaşlardan birinin yada bazılarının anlaşmaya aykırı davranmaları diğer paydaş veya paydaşlara bunun önlenmesini dava ve talep etme olanağını sağlar.
O halde, yerinde yeniden keşif yapılarak, yanların gösterdikleri deliller eksiksiz toplanarak değerlendirilmeli ve öncelikle, ana taşınmazda (9 sayılı parselde) tüm paydaşların yada satıcılarının (bayilerinin) iştirakiyle oluşturulmuş ve onları bağlayan fiili kullanma biçimine ilişkin bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı; varsa anlaşmaya göre, çekişmeli yerin hangi paydaşın payına karşılık olarak bırakıldığı açıkça saptanmalıdır. Böyle bir anlaşmanın bulunmadığının ortaya çıkması durumunda da davacı paydaşın taşınmazdan yararlanmasının tamamen engellenip engellenmediği, diğer bir deyişle intifadan men olgusunun olayda gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve varılacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulmalıdır.
Yerel Mahkemenin değinilen ilke ve olguları karşılayacak kapsamda hükme yeterli bir inceleme ve uygulama yapmadan sonuca gitmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Anılan hususlar, karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşıldığından davacının karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi gereğince kabulüne ve Dairenin 13.2.1989 tarih 13874/1251 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına; Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce kurulan 10.10.1987 tarih 104/716 sayılı hükmün yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 17.5.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.