 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1989/5036
K: 1989/9565
T: 12.09.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, davalıya 20.11.w986,27.4.1987 ve 28.4.1987 tarihlerinde davalıya yapılan on parça taşınmazın satış suretiyle temliki işleminin darda kalma (gabin) hukuksal nedeniyle illetli olduğundan bahisle tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar yasal süresi içerisinde duruşmalı inceleme yapılması isteği ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Dava gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
KARAR : Çekişmeli 161,162,316,317,451,537,555 parsel sayılı yedi parça taşınmazın eşi Hatice'nin tapulu mülki iken davacı tarafından vekaleten davalıya satış suretiyle temlik edildiği tartışmasızdır. Bu taşınmazlar yönünden davacının öncelikle aktif dava ehliyeti yoktur. Bu husus doğrudan (re'sen) gözönünde tutulması gereken dava ön koşullarından olup anılan taşınmazlar bakımından davanın esasına girilmesine engeldir.
Öte yandan, davacı kendisine ait 82 ada 10 parseli, 20.11.1986 tarihinde davalıya kayden devretmiş ve davayı borçlar Yasasının 21. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süreyi geçirdikten sonra 8.3.1988 günü açmıştır.
Öyle ise, sözü edilen 8 parça taşınmaza yönelik davanın reddedilmesi sonucu itibariyle doğrudur. Temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle hükmün bu taşınmazlara ilişkin bülümünün ONANMASINA). Davacının 718 ve 323 parseller hakkındaki temyizine gelince;
Bu taşınmazlar 27.4.1987 ve 28.4.1987 tarihlerinde temlik edilmiş ve dava bir yıllık hak düşürücü süre dolmadan 8.3.1988 günü açılmıştır. Davacı yargılama aşamasında hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde davasını sadece gabin hukuksal nedenine dayandırdığını açıklamıştır. Gabin savının yazılı delille kanıtlanması zorunluğu yoktur.
Hal böyle olunca, dava konusu bu iki parça taşınmaz yönünden gabin savına göre yanların gösterdikleri tüm kanıtlar toplanıp değerlendirildikten sonra, ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilmek, nitelendirmede yanılgıya düşülmek ve davada dayınılmayan hukuki sebebe göre değerlendirme yapılmak suretiyle yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hüküm açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.5.1989 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 100.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden tahsiline ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.9.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.