 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1989/3333
K: 1989/3063
T: 17.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Sarayköy Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 27.4.1988.gün ve 37-123 sayılı
hükmün onanmasına ilişkin olan 29.12.1988 gün ve 12033-14985 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olduğundan dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, hata ve hile hukuksal nedenine dayanarak iptal ve tescil istemiştir. Mahkemce temlikin 23.12.1964 tarihinde yapıldığı, davanın ise on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.1.1988 günü açıldığı belirtilerek ve HGK'nun 30.5.1951 tarihli bir kararına da dayanılmak suretiyle uyuşmazlığın esası incelenmeden davanın salt bu nedenle reddine karar verilmiş ve bu hüküm Dairece onanmıştır.
Oysa, Hukuk Genel Kurulunun 7.12.1988 gün 1988/7767 Esas, 1988/987 sayılı kararında da açıklandığı gibi; B.K. nun 31. maddesinde yenilik doğuran bir hak söz konusudur. Hile iddiasının gerçekleşmesi halinde, temlikin geçerli bir hukuki nedene dayandığından sözedilemez. Dava, bu niteliği itabariyle Borçlar Kanununun 125. maddesinde öngörülen on yıllık süreye tabii tutulamaz. medeni Kanunun 60. maddesinden de yararlanılamaz. Ancak, hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren B.K.nun 31. maddesi uyarınca, on yıllık bir tavanla sınırlandırılmış değildir. Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı HGK.nun 30.5.1951 günlü gerekçesiz kararında dönülmüş, yargıtay uygulamalarıaçıklanan yönde kararlılık kazanmıştır.
Bu durumda, öncelikle davacının hata ve hileyi öğrendiği tarihin (ıttıla tarihinin) belirlenmesi davanın B.K. nun31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının araştırılması, bu süre içinde açıldığının saptanması halinde yanlar sav ve savunmaları doğrultusunda gösterecekleri delillerin toplanması ve ondan sonra kanıtların birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Bu yönde hiçbir inceleme ve soruşturmaya girilmeden ve on yıllık hak düşürücü serenin geçtiğinden bahisle davanın rededilmesinin doğru olmadığı, Dairece yanılgıya düşülerek hükmün onandığı, davacının başvurusu üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşılmıştır.
Davacının itirazları yerindedir. Kabulüyle Dairenin 29.12.1988 gün 12033/14985 sayılı onama kararının, karar düzeltme yoluyla ortadan kaldırılmasına ve Mahkemenin davanın reddine ilişkin 27.4.1988 günlü hükmünün yukarda açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.