 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1989/1589
K: 1989/5220
T: 25.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen davada; davacı ve karşı davalı, maliki bulunduğu 259 parsel sayılı taşınmaza davalıların vaki haksız elatmalarının muhdesatlarının yıktırılması suretiyle önlenmesini istemiştir.
Davalı ve karşı davacılar da Medeni Yasanın 650. maddesine tutunarak temliken tescil isteğinde bulunmuşlar ve esas davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece karşılık davanın kısmen kabulüne, diğer bölümüyle esas davanın reddine dair verilen karar yasal süresi içerisinde duruşmalı inceleme yapılması isteği ile davacı ve karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Esas dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım; karşılık dava ise Medeni Yasanın 650. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ve karşı davacıların başkasını mülkü olduğunu bilerek dava konusu taşınmaza girdikleri, ne var ki, bunun kötüniyetin kanıtı olmadığı, zira sekiz davalı yan tanığının yayladaki taşınmazla trampa edilmesi nedeniyle bu yeri kullandıklarından ötürü iyiniyetli bulundukları ve Medeni Yasanın 650. maddesine dayalı isteğin savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerekçesiyle esas davanın tümden reddine, temliken tescil davacılarından Hatice, Remzi, İsmet, Hüseyin, Süleyman, Mahmut, Mastafa, Yusuf'un ve savunma yoluyla temlik isteyen Musa'nın iptal ve tescil isteğinin kabulüne, temlik davacılarından Hali ile def'i yoluyla istekte bulunan Hasan Ü. Ayşe, Ç. ve Ayşe Ü.'ın temliken tescil isteklerinin ise reddine karar verilmiştir.
Öncelikle yasla düzenleme ve kararlılık kazanmış yargısal uygulamya göre Medeni Yasanın 650. maddesine dayalı temlik isteğinin kabulü için; muhtesat sahibinin iyiniyeti yanında ayrıca muhdesatın süreklilik arzeden kalıcı ve esaslı nitelikte olması, işgal ettiği yer bedelinden fazla değerde bulunması, yıkım ve sökümünün de aşırı zarar doğurması koşullarının gerçekleşmesine bağlıdır. Ayrıca bu isteğin ya açılacak bağımsız bir dava ya da görülmekte olan dava içinde yanıt süresinde açılacak karşılık dava yoluyla ileri sürülmesi zorunludur. Mahkemece bu isteğin savunma yoluyla da ileri sürülebileceğine ilişkin kabulün ise yasal dayanağı yoktur.
Tapulu taşınazlara ait trampa işleminin dahi Medeni yasanın 634. ve Borçlar Yasasının 213. maddelerinde öngörülen şekilde yapılması gerekir.
Kaldı ki yerel mahkemenin iyiniyetin kanıtı olarak değerlendirdiği sekiz tanığın alıntı anlatımı duymaya dayalı soyut içerikli ve inandırıcı olmaktan uzaktır. ayrıca bu anlatımı doğrulayan başkaca hiçbir kanıt da yoktur.
Delil olarak getirilen tapu iptal ve ortaklığın giderilmesi dava dosyaları kapsamı gözetildiğinde davalı ve karşı davacıların yanlar arasında tartışmasız olan bina yapmak, narenciye bahçesi yetiştirmek ve seracılık yoluyla sebze üretmek suretiyle elatmalarının iyiniyete dayandığının kabulü mümkün değildir.
Ayrıca yer ve muhdesat değeri, yıkım ve sökümün aşırı zarar doğurup doğurmayacağı hususları karar yerinde tartışılmamış ve muhdesatlardan davacının özel yararlanma derecesi hiç araştırma konusu yapılmamıştır.
Daha da önemlisi taksim dava dosyası içeriğinden açıkca anlaşıldığı üzere çekişmeli taşınmaza kasaba belediye imar planı içerisinde kaldığına; okul alanı vs. yeri olarak ayrıldığına göre 3194 sayılı yasa uyarınca temliken tescil isteği doğrultusunda bölünmesinin (ifrazının) mümkün bulunup bulunmadığı yönü üzerinde ise hiç durulmamıştır.
Hal böyle olunca davacının Hasan Ü., Halil Ü., İsmail T., Ayşe Ç., Muhemmet Ü. ve Ayşe Ü. hakkındaki davasından vazgeçtiği gözetilerek esas davanın kabul edilmesi ve temliken tescile ilişkin karşılık davanın ise reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve nitelendirme ile yazılı biçimmde hükme varılması isabetsizdir. Davacı ve davalı Mehmet Emin Ş. vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.nu 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.