 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1989/12934
K: 1989/14057
T: 27.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve kal davası sonucunda yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, paydaşı bulunduğu (9) parsel sayılı taşınmazda kendisine ait özel parsele davalının elattığını ileri sürerek yıkım suretiyle önlenmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, soruşturma hükmü yeterli değildir.
Dava konusu yeri de içeren anataşınmazda (kadastral parsel) taraflar ile dava dışı birçok kişinin ortak paydaş olduğu getirtilen kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece, özel parselasyonun kanıtlanamadığı belirtilmekte ise de yeterince araştırma yapılmamış, taraflara bu konuda önel verilmemiştir. Öte yandan 25.10.1988 günlü uzman bilirkişi raporunun (4.) bendinde "çekişmeli taşınmazda özel parselasyon yapıldığı" açıkça vurgulanmıştır. Genelde özel parselasyon anlaşması yapılırken bir kroki ve isim listesiyle özel parsellerin maliki olan paydaşlar belirtilir. Kaldı ki, olayda palana bağlanmış bir parselasyon olmasa bile tüm dosya içeriğinden, anataşınmazın kullanımına ilikin bir anlaşmanın ve bunun sonucu olarak her paydaşın payına karşılık yararlanmasına bırakılan bir kesimin varlığı kuşkusuzdur.
O halde, öncelikle fiili kullanma biçimini gösteren bir özel parselasyon krokisinin bulunup bulunmadığının araştırılması, dahasonra yeniden keşif yapılması, çekişmeli bölümün özel parselasyon ya da fiili kulanım biçimine göre hangi paydaşın payına karşılık bırakıldığının kesin biçimde saptanması gerekirken paya isabeteden miktara bakılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (...) 27.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.