 |
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:1988/8683
K:1988/14967
T:29.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- USULİ KAZANILMIŞ HAK (AYRICALIKLARI)
ÖZET : Bozmaya uyulmakla usuli kazanılmış hak doğar. Ancak bu temel kuralın da kamu düzeni düşüncesi ile kabul edilmiş bazı ayrıcalıkları [istisnalar] vardır.
Bozmadan sonra ye hükmün kesinleşmesinden önce:
a) Çıkan inançları birleştirme kararı,
b) O konuda, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi,
c) Kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi'nce yürürlükten kaldırılması hallerinde; artık, usuli kazanılmış hakka göre değil, ortaya çıkan duruma göre karar verilmesi gerekir.
(YİBK., 9.5.1960 gün ve 21/9 s.)
Taraflar arasında görülen dava sonunda, Yerel Mahkemece verilen red kararı Dairenin 12.11.1985 tarih 9334-12550 sayılı kararıyla bozulmuştur. Bozmaya uyularak yeniden yapılan duruşmada, davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın yasal süre içersinde davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükmüne uyulan Daire bozma ilamında, başkaca nedenlerle bir likte (....davalıların 3086 sayılı Kıyı Kanununun geçici 2. maddesinden yararlanma olanaklarının bulunup, bulunmadığının kesin olarak saptanması....) yönünede işaret edilmiş; mahkemece, 3086 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi hükmünden davalıların yararlanma olanağının doğduğundan sözedilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten, bozmaya uyulmakla usuli kazanılmış hak doğar. Ne varki, temel kural niteliğindeki usuli kazanılmış hak müessesesinin kamu düzeni düşüncesi ile kabul edilmiş bazı ayrıcalıkları (istisnaları) da bulunmaktadır.
Bilindiği ve 9.5.1960 tarih 21/9 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararında vurgulandığı gibi, bozma ilamına uyulmakla oluşan usule ilişkin kazanılmış hak kuralının istisnası olarak, sonradan çıkan içtihadi birleştirme kararı; henüz mahkemede yada Yargıtay'da olan bütün işlere uygulanır. Keza, bozmadan sonra o konuda yürürlüğe giren (geçmişe etkili) "yeni kanun" karşısında, bozma ilamına uyulmuş olmakla meydana gelen usuli kazanılmış hak, hukukça değer taşıyamaz. Aynı şekilde, usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken, bir kanun hükmü sonradan (hüküm kesinleşmeden önce) Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilirse, artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra ortaya çıkan duruma göre karar verilir.
Somut olaya ilişkin davaya bakılmakta iken, yürürlüğe giren 3086 sayılı Kıyı Kanunu, yargılama aşamasında Anayasa Mahkemesi'nin 10.2.1986 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 25.2.1986 tarih 1/4 sayılı karar ile iptal edilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığa çözüm getirilirken, 3086 sayılı Yasadan ve usuli kazanılmış haktan söz edilemiyeceği açıktır. O halde, bozma ilamında değinilen öteki sebepler doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayanılarak davanın reddedilmesi isabetsizdir. Davacı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir, kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.