Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1988/12174
K: 1988/14823
T: 26.12.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasında görülen intifa hakkının terkini davasının reddine dair yerel mahkemece verilen karar, yasal süre içerisinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edildiğinden dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
 
KARAR : Davacı Hazinenin 486/1352 pay sahibi olduğu dava konusu 9155 ada, 2 parsel sayılı taşınmaz taraflar arasında paylı mülkiyet üzeredir. Paydaş davalılar Nurettin taraflar arasında paylı mülkiyet üzeredir. Paydaş davalılar Nurettin İle Mehmet, yüklenicilik işleri yapan Mühendislik ve Taahhüt Anonim Şirketi'nin yektilileridirler. Paydaşlardan Nuriye ve Selma 17.4.1987 tarihli vakeletname ile çekişmeli taşınmaz üzerinde yapılacak işhanı inşaatından gerekli işlemler için davalı paydaş Mehmet'i kendilerini temsile yetkili kılmışlardır. 6.5.1987 tarihinde davalı Nurettin, bu yerdeki 234/1352 payının çıplak mülkiyetini üzerinde bırakarak intifa hakkını diğer davalı paydaş 1955 doğumlu Mehmet'e devretmiş ve böylece Mehmet yararına tapuda intifa hakkı kurulmuştur. Bir gün sonra 7.5.1987 tarihinde de yüklenicilerden ve taşınmazda intifa hakkı sahibi bulunan Mehmet'i vekil tayin eden paydaşlardan Nuriye ve Semra tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılmış ve 1987/592 esas sayılı dava, 13.7.1987 tarihinde kabulle sonuçlanmıştır. Taşınmazın intifa hakkı ile yükümlü olarak satılarak paydaşlığın giderilmesine ilişkin hüküm Yargıtay aşamasından da geçerek kesinleşmiştir.
Ortaklığın giderilmesi davasının açılmasından yine bir gün sonra 8.5.1987 tarihinde ise paydaşlardan Zekiye ve İsmail ile yüklenici A.Ş. yetkilileri bulunan davalılardan Nurettin ve Mehmet arasında çekişmeli yer ile ilgili olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir.
Davacı Hazine, ortaklığın giderilmesine ilişkin hüküm dolayısıyla yapılan satış işlemlerini ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını sağladıktan sonra temyize konu davada taşınmazın değerini azaltmak ve Hazinenin zarara uğramasına neden olacak biçimde muvazaalı surette intifa hakkı kurulduğunu ileri sürerek kaldırılmasını ve kaydın eski haline getirilmesini istemiştir. Gerçekten, 14.3.1960 tarih 1/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararına göre, olayda satışın intifa hakkı ile yükümlü olarak yapılması zorunludur.
Hemen belirtmek gerekirki intifa hakkı ile yükümlü bulunan bir taşınmaz malın ihalesinde alıcıların, özellikle intifa hakkı sahibinin genç bulunması halinde, yararlanma imkanı bulunmayan bu yere gerçek değerinden çok daha düşük bir bedel önerecekleri yada ihaleden çekilecekleri duraksanmıyacak kadar açık bir olgudur. Olayda belgelemiş olmakla tartışmasız bulunduğunun kabulü gereken ve yukarıda sırasıyla açıklanan birbirini tamamlayan maddi olaylar zinciri taşınmaza talipleri azaltmak ve düşük bir bedel karşılğı bu yerin tamamını ele geçirme amacını sağlamaya yönelik tasarruflar olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmazda yüklenici ve paydaş 1955 doğumlu davalı Mehmet lehine kurulan intifa hakkının; gerçekte intifa hakkı sahibinin bu yeri kullanmasını sağlamak değil, aksine bu yerde paydaş bulunan davacı Hazinenin payından gereği gibi yararlanmasını önleme ve onun zararına ancak kendi çıkarları için davalı paydaşlar tarafından düşünce birliği içerisinde tesis edildiği aşikardır. Davalıların bu davranışlarının muvazaalı olması bir yana MK. nun tamamına egemen bulunan 2. maddesinede açıkça aykırı olduğuda kuşkusuzdur. MK. nun 2. maddesine ifadesini bulan dürüstlük kuralına aykırı davaranışın ise yasanın himayesinden yoksun kalacağı belirtmeye dahi gerek bulunmayan temel bir hukuk kuralıdır.
Ortaklığın giderilmesi davasının duruşma aşamasında muvazaa iddiası ileri sürülmediği gibi incelenmişde değildir. Bu nedenle hukuki sebepler farklı olduğundan ortaklığın giderilmesine dair ilamın temyize konu dava için Hazine yönünden bağlayıcılığından söz edilemez.
 
SONUÇ : O halde, davanın kabul edilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu üzere reddedilmesi isabetsizdir. Davacı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini