 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2004/3329
K: 2004/4271
T: 22.12.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ADAM ÖLDÜRMEK
- DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İçtihat Özeti: Maktul ile rnaktülenin öldüğü olayda, görgü tanığının bulunmadığı, beyanı mahkumiyete esas alınan maktulün kardeşinin ise maktuleden naklen faillerin adını söyleyip görgüsünün bulunmadığı, aynı anda olay yerinde bulunan diğer tanıklar tarafından bu beyanın doğrulanmadığı, suçlamaları aşamalarda reddeden sanıkların olay sırasında bulundukları yerler konusunda mekan tanıkları gösterdikleri ve bunların da savunmaları doğruladıkları anlaşılmıştır. Bu nedenle iki aile arasında kan davasına dayalı husumetin olması ve tanıkların anlatımları mahkumiyete yeterli delil niteliğinde değildir.
(765 s. TCK. m. 450/10)
Müstakil faili belli olmayacak şekilde Mehmet Sadık ile Selvi'yi kangüt-me saikiyle öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanıklar Mehmet Ali ile ibrahim'in yapılan yargılamaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (Siverek Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 6.2.2004 gün ve 17/15 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık ile C. Savcısı taraflarından istenilmiş ve sanık duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından teb-liğname ile Dairemize gönderilmekle; sanıklar hakkında duruşmalı, C. Savcısının temyizi veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Maktul Mehmet Sadık ile gayri resmi eşi maktule Selvi'nin olay akşamı iftar yemeğinden sonra ani bir kararla Şanlıurfa il merkezindeki evlerine gitmek için saat 18 sıralarında yola çıktıkları, otomobilin köyden ayrılmasından 10-15 dakika sonra silah seslerinin işitildiği bir saat kadar seslerin sebebi araştırılıp maktule de cep telefonundan ulaşılamaması üzerine tanıklar Mustafa, Ahmet ve Emira'nın traktörle köye 1 km mesafedeki olay yerine geldikleri, Mehmet'in öldüğünü, Selvi'nin de yaralı olduğunu gördükleri, köy halkının da olay yerine toplandıkları, maktul Mehmet ile yaralı haldeki Selvi'nin Mustafa'nın kullandığı araç ile beraberlerinde Fatma ve Emira da olduğu halde 21.30 sıralarında hastaneye götürüldükleri, Selvi'nin yapılan tedavi ameliyata rağmen kurtarılamayarak 17.11.2002 günü 04.45 sıralarında öldüğü olayda; görgü tanığının bulunmadığı, beyanı mahkumiyete esas alınan maktul Sadık'ın kardeşi Emira'nın maktule Selvi'den naklen faillerin adını söyleyip görgüsünün bulunmadığı, aynı anda olay yerinde bulunan diğer tanıklar tarafından bu beyanın doğrulanmadığı, suçlamaları aşamalarda reddeden sanıkların olay sırasında bulundukları yerler konusunda mekan tanıkları gösterdikleri ve bunların savunmaları doğruladığı gibi sanık Mehmet Ali'nin olay saatlerinde Urfa merkezden cep telefonuyla görüşme yaptığına dair telefon kayıtlarının bulunup, olay yerinin Urfa merkezine 77 km. oluşu da dikkate alındığında iki aile arasında kan davasına dayalı husumet nedeniyle tanıklar Emira ve Hanım'ın anlatımlarının tek başına mahkumiyete yeterli delil niteliğinde olamayacağı, varsayımlarla da hüküm kurulamayacağı gözetilmeden sanıkların beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Yasaya aykırı mahalli C. Savctsı ile sanıklar müdafilerinin dilekçelerine ve duruşmada ileri sürdükleri temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, bozma kararı gereği sanıklar Mehmet Ali ile İbrahim'in tahliyelerine başka suçtan hükümlü ve tutuklu değillerse serbest bırakılmaları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 22.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.