 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2002/3659
K: 2002/4665
T: 12.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DEVRİYE GÖREVİNDE VERİLEN EMRİN SINIRLARININ AŞILMASI
- YASAL SAVUNMA
· İÇTİHAT ÖZETİ: Yol denetiminde görevli devriyenin amiri olup görevini yaparken "asker kaçağı" olduğundan kuşkulanarak yakaladığı ölenin "kaçmaya kalkışması" üzerine, emrindeki erata yasalara uygun olarak önce "dur!" uyarısı, sonra "havaya ateş" ve sonra da "ayaklarına atış" emri veren sanığın, "emrin sınırlarının aşılması sonucundan sorumlu tutulamayacağı cihetle TCY.nın 49/1. maddesine göre hakkında "ceza tertibine yer olmadığına, beraat" karan verilmesi gerekir.
(765 s. TCK. m. 49/1)
(2803 s. Jandarma K.)
(211 s. TSKİHK. m. 14,15,19,87/1-c,2/1,IV/1,V,VI)
Öldürmek kastı olmaksızın müessir fiil sonucu Ersan'ın ölümüne sebebiyet vermekten sanık Mustafa'nın yapılan yargılanması sonunda Hükümlülüğüne ilişkin (Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 1.4.2002 gün ve 268/57 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1- Sanık müdafiinin süresinden sonra vaki duruşmalı inceleme isteminin reddine,
2- Sanık Mustafa hakkındaki hükme hasren yapılan incelemede;
olay tarihinde yol kontrolünde görevli olan devriyenin kontrolden sonra Mustafa'nın jandarmanın görev ve yetkilerini düzenleyen 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanunu ile 3.11.1983 tarihli Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetki yönetmeliğine ve ayrıca 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri iç Hizmet Kanununa uygun olarak devriye görevini yürütürken, asker firarisi olduğundan şüpelendiği ve daha önceden de asker olması nedeniyle birliğine yakalayıp teslim ettiği, maktulü olay günü tekrar yakalayıp ardından maktulün kaçmaya teşebbüs etmesi üzerine emrindeki erata önce dur ihtarı yapıp onun ardından havaya ikaz atışı emri ve sonra yakalarına doğru atış emri vermesi şeklinde gelişen ve başkaca bir davanışı da olmayan olayda yasaya aykırı bir davranışın gözlenmediği sanığın TCK.nun 49/1. maddesi anlamında, kanunun hükümlerini icra suretiyle sonu öldürmeye varan atış emrini verdiği, emri verirken doğal olarak emrin sınırlarında kalınacağını düşündüğü, emrin sınırlarının aşılması sebebiyle meydana gelen neticeden sorumlu tutulamıyacağı, emri verenle vuranın hukuki durumlarının bu anlamda farkı-lılk arzettiği düşünülmeden, sanık hakkında TCK.nun 49/1. maddesi gereğince ceza tertibine yer olmadığına, beratine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesis edilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına BOZULMASINA, 12.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.