 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2002/3020
K: 2002/4656
T: 12.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖLDÜRME KASTİ OLMAKSIZIN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA
- KAVGADA KORKUTMAK AMACIYLA SİLAH
- BOŞALTMA YASAL SAVUNMA
· İÇTİHAT ÖZETİ: Karısı sanığa kaçan mağdurun, kahvehanede gördüğü sanığın arkasından demir boru île başına vururak yere yıktığı^ ve hamlesini sürdürdüğü sırada, sanığın nefsini tehlikede görerek tabancasını çekip "korkutmak amacıyla" mağdura yöneltmesi üzerine polis memurunun üzerine atılıp tabancanın yönünü değiştirmesiylc iki el atışın duvara rastladığı olayda, "öldürme kastının açıkça kanıtlanmamasına, saldın ile fiilin durumunu göre TCY.nın 466. maddesine uyan eylemi 49/2. maddesi içinde işlediğinin kabulü gerekir.
(765 s. TCK. m. 452/1,466,49/2)
Mehmet'i kasten öldürmeğe eksik derecede teşebbüsten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Ali'nin yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (Çorum Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.2.2002 gün ve 55/34 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın 6136 sayılı Kanuna muhalefet sucunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdiri cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın bu suç yönünden bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
Öldürmeye teşebbüs suçundan açılan davanın incelenmesinde;
Karısı sanığa kaçan mağdurun yanındaki kardeşi Cevat olduğu halde olay günü kahvehane içinde olduğunu gördüğü sanığın arkasından yaklaşarak elinde bulunan 50 cm. uzunluğundaki demir boru ile sanığın başına vurduğu, darbenin şiddetiyle sırtüstü yere düşen sanığa karşı, ayırma girişimlerine rağmen, mağdurun aynı mahiyetteki hamlelerini sürdürdüğü esnada, sanığın nefsini ve sağlık bütünlüğünü mutlak tehlike altında gördüğü ve başka türlü muhafaza imkanı bulunmadığı bu ortamda belindeki tabancasını çekip korkutmak amacıyla mütecavize tevcih etmesi sırasında tanıklardan polis memuru Altan'ın sanığın üzerine atılıp tabancayı başka yöne çevirmesi üzerine sanığın yaptığı 2 el atış sonucu mermi çekirdeklerinin karşıdaki duvara isabet ettiğinin oluş ve delillerden anlaşılmasına; bu oluşa göre eylemin öldürmeye yönelik olduğunun açık bir şekilde kanıtlanamamasına, saldırı ile sanıktan sadır olan korkutmak için silah çekme ve boşaltma eylemleri arasında bir dengesizlik ve oransızlık bulunmadığına göre sanığın TCK.nün 466. maddesinde tarifi yapılan eylemini TCK.nun 49/2. maddesi şartları dahilinde işlediğinin kabulü ile hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve beraatine hükmolunması gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,
Kanuna aykırı ve sanığın sair temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce hilafına BOZULMASINA, 12.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.