 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2002/2231
K: 2002/2201
T: 29.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
765/m.64/1,65/3,448,456/4,457/1
1412/m.384
Ahmet A'ı kasten birlikte öldürmekten, Bedriye A'ı da yaralamaktan sanıklar Süleyman Y, Ahmet Y, Cemal Y, Veysi Y, Necat Y. ile Ramazan Y'ın yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.3.2001 gün ve 279/157 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar ile müdahiller taraflarından istenilmiş sanıklar duruşmada talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanıklar hakkında duruşmalı müdahillerin temyizleri veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR :
1-Üye Osman Ş'in; karşı oy yazısında ayrıntılarıyla belirttiği soruşturmayı genişletme istemi, CYUY.nın 384. maddesi uyarınca mesele niteliğinde oylanmış, "mağdur-müdahil Bedriye ile müdahil Şeyhmuzun anlatımlarına göre, maktül Ahmet'in 1996 yılındaki ölümlü olaydan sonra karşı saftaki kişilerle yakınlık kuruşundan dolayı öldürüldüğü sübuta ermekle, soruşturmayı genişletmenin hükümlere etkili olmayacağı görüşüyle önerinin kabulüne yer olmadığına oyçokluğuyla hükmedilmiştir.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında başkaca isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin duruşmalı incelemede sübuta, sanıklar Süleyman ve Ahmet için Veysi'nin eylemine TCK. 65/3. seviyesinde iştirak olduğuna yönelen, müdahil vekilinin suç vasfına ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Olayı tek gören kişi durumunda olup atışlarla da yaralanan mağdur müdahil Bedriye'nin safahatta değişmeyen ve altı sanığı suçlayan anlatımlarına, bu anlatımların olayı görmemesine rağmen eylem sonrasında Bedriye'ye rastlayan bir kısım tanıkça kısmen doğrulanıp hadise öncesinde üç traktörün geçtiğinin herbirinde de kimliği saptanamayan ikişer kişi olduğunun netleştirilmesine, hadise mahallinde iki ayrı kalaşhnikov silahtan atılma toplam otuziki boş kovan bulunması gerçeğine, silahlardan birinin maktülün uzağında ateşlenmesiyle birlikte maktülün yanında bulunan üç boş kovanla da irtibatlandırılmasının mağdur Bedriye'nin sanık Veysi'ye yönelttiği "önce uzaktan sonra yanına varıp başına ateş etti" biçimindeki suçlamasını doğrulamasına, bu tesbit karşısında; Veysi'nin maktülün yere düştüğünde yanına giderek kafasına ateş ettiğinin ve ölümü tevlit eden mermilerden birini ateşlediğinin kabulü gerekmesine, boş kovanların iki silahtan atılması karşısında; mağdur Bedriye'nin her bir sanığı, kalaşhnikov silahlarıyla ateş ediyor gösteren anlatımının, hızlı gelişen olayda algılama hatasına düşüşüyle izah edilir mahiyet taşımasına, kalaşhnikov silahların ateşlenmesi durumunda boş kovanı fırlatmasının reddedilemez oluşu nedeniyle olaya katıldığı kabullenilen altı kişiden silah kullandığı ve maktüle öldürücü atış yaptığı saptanan sanık Veysi dışında, kim ya da kimlerin silahını ateşlediğinin netlik kazanmayışı karşısında gerek maktülün öldürülmesinde gerekse mağdur Bedriyenin yaralanmasında "asli faili belirsiz fer'i faillik halinin" geçerliliğini kabul zorunluluğu doğmasına binaen;
A ) Maktülün ölümü fiilinden dolayı sanık Veysi'nin TCY.nın 448, sanıklar Süleyman, Ahmet, Cemal, Necat ve Ramazan'ın TCY.nın 448, 65/3. maddelerince,
B ) Mağdur Bedriye'nin yaralanması fiilinden dolayı sanıklar Süleyman, Ahmet, Cemal, Veysi, Necat ve Ramazan'ın TCY.nın 456/4, 457/1, 65/3. maddelerince cezalandırılması yerine oluşa uygun düşmeyen ve anlatımları kabul edilebilir nitelikte tahlile tabi tutmayan bir kabulle tüm sanıkların TCY.nın 64/1, maddesi uygulamasıyla ölüm ve yaralamadan sorumlu tutulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve müdahiller vekili ile sanık müdafilerinin temyizleri bu yönlerden kabule elverişli görülmekle hükümlerin tebliğnamedeki soruşturmayı genişletme isteminde oyçokluğuyla bozma nedenlerinde oybirliğiyle onama düşüncesine aykırı olarak BOZULMASINA 29.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
Soruşturmayı genişletme yönünden karşı düşünce:
29.2.1996 tarihinde vukubulan ve sanıkların maktül Ahmet'e husumet beslemelerinin kaynağını oluşturan olayda, Tahir, Salih, Abdullah ve Kamil'in öldürüldüğü, bu katil eylemleri nedeniyle birçok kişi arasında maktül Ahmet'in de suçlanıp hakkında TCY.nın 450/5, 463, 281. maddelerince kamu davası açıldığı, bu davanın Ahmet'in öldürüldüğü tarihte derdest olduğu, bu olayda öldürülmüş olan dört kişiden Tahir, Salih ve Abdullah'ın soyadlarının Y, ikametgahlarının Evkiran köyü, Tahir ve Salihin anne adlarının Ferruşan olduğu, maktül Ahmet'i 13.9.1999'da öldürdüğü iddia ve kabul olunan altı sanığın soyadlarının da Yıldız, ikametgahlarının Evkiran köyü, sanıklar Cemal, Necat ve Ramazan'ın ise annelerinin Ferruşan olduğu dosyadaki iddianamelerden anlaşılmaktadır.
Ancak her nedense 1996 yılında oluşan eylemle ilgili dosya getirtilmemiş, bu olayda ölenlerin, maktül Ahmet'i 1999 yılında öldüren kişilerle karabeti araştırılmamıştır. 1999'da öldürülen Ferruşan oğlu Tahir ve Salih'in, maktül Ahmet'i öldüren aynı soyadlı, aynı ikametgahlı ve aynı anne adlı sanıklar Cemal, Necat ve Ramazan'la kardeş olup olmadığı aydınlatılmamıştır.
Maktül Ahmet'in 1996 yılındaki olay nedeniyle TCY.nın 450/5, 463, 281. maddelerine mümas ağırlıkta suçlanmasına rağmen, neden üç yıl sonra serbest olduğu, suçlanmasının ciddi kanıtlara dayanıp dayanmadığı, mahsus dosyası irdelenerek belirlenmemiştir.
Bu hususlar, maktül Ahmet'in öldürülmesinde; faillerin hangi saikle hareket ettiğinin, kan gütme veya tasarlama hali olup olmadığının, ölümünde sanıklar yararına haksız bir kışkırtmanın bulunup bulunmadığının tahlilinde vazgeçilemez ehemmiyettedir.
Ceza yargılaması, eksiksiz bilgi toplamayı zorunlu kılar, eksik soruşturmayı ise dışlar.
Suçlamaları tümüyle reddeden ve bu itibarla aleyhe kanaat yaratmamak için 1996 yılı maktülleriyle yakınlığını açıklamaktan kaçınan sanıkların, hukuki durumunu tahlilde, maktül Ahmet'in eşi ve çocuğunun eksik ve yetersiz tanımlamalarıyla yetinmek yetersiz kalmaktadır.
Bu nedenlerle, dosyadaki bilgi ve belgeleri kifayetli gören ve kanımca son derece önemli bilgilerin derlenmesine ilişkin soruşturma önerimi kabul etmeyen sayın çoğunluğun kararını isabetli bulmuyorum.
Önerimin mesele niteliğinde oylanıp reddedilmesi nedeniyle CYUY.nın 384. maddesi mucibince, esasa ilişkin görüşümün bozma kararı doğrultusunda olduğunu, dosyadaki eksik saptamaların zorunlu sonucu olarak başkaca bozma düşüncesi geliştiremediğimi bildiririm.