 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2002/207
K: 2002/2495
T: 12.6.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
765/m.51,59,62,81,448,456
Fikret L'yi uzuv tatili niteliğinde yaralamaktan mükerrer sanık Fevzi K'ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 8.6.2001 gün ve 125/149 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık ile müdahil taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Fevzi K'ın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebi dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin tahrikin derecesine, suç vasfına vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Olay gününde sanığın yakınlarıyla mağdur ve arkadaşları arasında vuku bulan küfürle karışık münakaşa üzerine, sanığın evden pompalı av tüfeğini alıp mağdurun bulunduğu dükkana girerek 1 metre mesafeden ateşle, sağ uyluk dış yan kısımdan 15x5 cm. boyutlu toplu saçma girişi, uyluk arkasından toplu çıkış yarası meydana getirerek mağduru, hayati tehlikeye maruz kılmadan 15 gün işine engel olacak ve uzuv tatili yaratacak biçimde yaraladıktan sonra tekrar ateş etmeye yeltenerek silaha manevra yaptırıp tetiği çektiği fakat ateş almadığı ve bu esnada tanık Enbiya'nın olaya müdahale ederek namluya yapıştığı ve sanığın dükkan dışına çıkarıldığı, sanık ve tanık beyanları ile dosya kapsamından anlaşıldığı cihetle, av tüfeği gibi güçlü bir silahla yakın mesafeden ana damarların bulunduğu bacak bölgesine yapılan atışla toplu saçma girişi ile geniş doku kaybı yanında ekseriyetle ana damarlarında parçalanıp ani ve bol kan kaybı sonucu kısa sürede ölüm husule geldiğinin bilinen bir keyfiyet olmasına, her nasılsa ana damarların isabet almamış olmasının, suç vasfını sanık lehine değiştirmeye medar sayılamayacağına, esasen sanığın müteakip ateş girişiminin, merminin patlamaması ve takiben sanığa ve tüfeğe yapılan müdahale neticesinde akamete uğramasına göre, sanığın öldürme kastıyla hareket ettiğinin kabulüyle TCK.nun 448, 62, 51/1, 59 ve 81/1. maddeleri ile tecziyesi gerekirken suça yaralama vasfı verilmesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA 12.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.