 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2002/143
K: 2002/1024
T: 27.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
765/m.51,59,450
Oğlu Mustafa Ç'i öldürmekten sanık Mehmet Ç'in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.5.2001 gün ve 327/171 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla beraber Yargıtay'ca incelenmesi sanık ile müdahil tarafça istenilmiş sanık duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanık hakkında duruşmalı incelemeyle aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Kamu davasına müdahil sıfatıyla katılmayan Hikmet Ç'in sanık Ali Ç. hakkındaki beraat hükmünü temyize yetkisi bulunmadığından adıgeçenin temyiz isteminin reddiyle sanık ve müdafiinin temyizlerine dayalı olarak sanık Mehmet'in mahkumiyeti hükmüyle sınırlı incelemede;
Maktül Mustafa'yı babası sanık Mehmet'in ağır kışkırtma altında öldürdüğünün kabulü ile TCY.nın 450/1, 51/2, 59. maddelerince mahkumiyetine hükmedilmiş ise de;
1- Failin ve öldürme sebep ve saikinin hazırlık soruşturmasıyla netleştirilememesi sonucu; tahmin ve kuşkuya dayanılarak ve içlerinden birinin fail olabileceği zannıyla yekdiğerinden farklı ve bağımsız nedenlere dayanılarak sanık Mehmet dahil üç kişinin suçlanmasına, bunlardan sanık Ali'nin; kollukta el yazısıyla yaptığı yarım bırakılmış itirafnamesine dayanılarak, sanık Mehmet F'in; evindeki pantolonda kan izi görülmesine istinat edilerek, sanık Mehmet'in ise; komşularının şahadetine dayanılmak suretiyle suçlanmış bulunmalarına,
2- Son soruşturmanın, hazırlık soruşturmasındaki belirsizliği giderememesi nedeniyle; sanıklardan Mehmet Faik'in tutukluluğunun 14.9.2000 günlü celseye dek, sanık Ali'nin tutukluluğunun ise hüküm celsesi olan 31.5.2001 gününe kadar sürdürülmüş oluşunun, "sanık Mehmet'in suç faili olduğuna", hüküm gününe kadar yerel mahkemece kanaat getirilemediğini açığa çıkarmasına,
3- Aleyhe temyiz olmamakla beraat hükmü kesinleşen sanık Ali'nin; zor ve baskıya müstenit göstererek bilahare reddetmiş olsa dahi, savcılık ifadesinde, "yanında kimse olmadan kendiliğinden yazdığını" belirttiği el yazılı polis itirafının ve bu itirafta yer alıp olay gerçekleriyle örtüşen ayrıntıların, sanık Mehmet aleyhindeki sübut kanıtlarını kuşkulu kılmasına,
4- Ezcümle; komşu evin bahçesinde beton dökümü yaparken saat 14.30 sularında maktülün evinden bağırmalar geldiğini, maktülün "yapma yapma baba" tarzında seslendiğini, bu bağrışma karşısında maktülü babasının öldürdüğü kanısına vardığını açıklayan ve sanık Mehmet'in mahkumiyetine gerekçe olan tanıkların, algıya dayalı işbu şahadetlerinin, sanık Ali'nin el yazılı beyanında, maktülün karşılıklı livata teklifine kızarak onu bıçakladığını maktül Mustafa'nın da istimdat niteliğinde "ay baba ay baba" diyerek bağırdığını" belirtmesi karşısında yanılgıya ve yanlış algılamaya dayanmış olabileceği kuşkusunu yaratmasına,
5- Yarım kalmış itirafnamenin baskıya müstenit olabileceği kuşkusuyla sanık Ali aleyhine sübut kanıtı sayılmaması usule uygun ise de; Ali'nin bu belgeyi yanında kimse olmadan yazdığını ifade etmesi, kolluk görevlilerinin sanık Ali'ye belge için baskı yapmadığını söylemesi; "komşu binada çalışmalar olduğunu, dış kapının maktül tarafından içerden sürgülendiğini, "ay baba ay baba" biçimindeki sözlerin söylendiğini" ancak olayı yaşayanın bilebileceği kuşkusunun sanık Mehmet yararına yorumlanarak, tanık komşuların, "ay baba" veya "baba yapma" tarzındaki sözleri yorumlamasında yanılgıya düşme olasılığının bulunması karşısında, bu sözlerin, babayı suçlamaya elverişli olması kadar bıçaklanmanın verdiği çaresizlik içinde içgüdüsel bir istimdadı da ifade edebilir olmasının reddedilmemesine,
6- 18.6.2000 tarihli olay yeri inceleme raporunda; başka bir şahsa ait olabileceği kaydıyla olay yerinden elde edildiği ifade edilen gömlek ile kopyalama yöntemiyle alınmış kanlı ayak izlerinin, beraatleri kesinleşen diğer şahıslara ait olabileceği kuşkusu araştırma ve irdeleme konusu yapılmadığı ve bundan böyle yapılsa dahi beraati kesinleşen kişiler aleyhine sonuç yaratmaya yetmeyeceği açık ise de, sanık Mehmet'in fail olduğunun kabulü halinde; eylemin hemen sonrasında kendisini suçsuz göstermeye yönelik kurgulamalara soğukkanlılıkla giriştiği düşünüldüğünde, kendi gömleğini olay mahallinde bırakmış olabilme tedbirsizliği göstermesinin düşünülemiyeceğine,
7- Kişilerin olaylar karşısındaki tepkisinin farklı olacağı bilindiğinden, sanık Mehmet aleyhine şahadette bulunanların, "oğlunun öldürüldüğünü gördüğünde sanık soğukkanlıydı" diyerek yorum yapmalarının kanıt değeri olamıyacağına,
8- Bu tanıkların da; sanık sıfatıyla ve kuşkulanılan kişiler olarak hazırlık soruşturması sürecinde nezarete alınmış olmaları karşısında; sanığı suçlayan beyanlarının ihtiyatla değerlendirilmesi gerekmesine,
9- "Sanık Mehmet'in olay saatinde dükkanında olduğunu, ayrılsaydı mutlaka dükkana bakmasını kendisinden rica etmiş olacağını belirten tanık ile" akşam vakti eve giderken oğlumla yiyeceğim deyip 400 gram pirzola aldığını açıklayan diğer tanığın sanık Mehmet hakkındaki şüpheyi dağıtmasına,
10- Avlu kapısının içten sürgülenmesi ve olay sonrası damlardan atlanarak kaçılması gerçeğinin; öldürme eylemini daha genç bir şahsın yapmış olabileceği kuşkusunu doğurmasına,
11- Veley ilişki halinde yakalasa dahi bir babanın 13 adedi sırttan olmak üzere 27 bıçak darbesini öz oğluna vurmuş olabileceğinin kuşkulu görülmesine dayanılarak;
Sanık Mehmet Ç'in mahkumiyetine yeter kanıt bulunmadığına hükmedip kuşkudan sanığın yararlanacağı ilkesine dayanılmak suretiyle beraatine karar vermek gerekirken,
SONUÇ : Giderilmemiş kuşku hali bazı varsayımlara dayalı biçimde aleyhe yorumlanmak suretiyle mahkumiyetine hükmedilmesi, yasaya aykırı ve sanık müdafiilerinin duruşmalı incelemede de yinelediği temyiz itirazları isabetli görülmekle tebliğnamedeki onama görüşüne aykırı olarak hükmün BOZULMASINA, sanık Mehmet Ç'in bihakkın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olup olmadığı değerlendirilerek işbu suçlama nedeniyle telle tahliyesinin sağlanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına 27.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.