 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2001/1649
K: 2001/2447
T:30.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* ZORLA IRZA GEÇMEYE EKSİK KALKIŞMA
* TIBBİ RAPOR
Karar Özeti: Sanıkların, maktulün zorla livata yoluyla ırzına geçtiklerine ve fiili tamamladıklarına dair anlatımlarının otopside doğrulanmaması, anal muayenede ırza geçme bulgularının saptanmaması anüs ve çevresinde yırtık, iz ve ekimoz gibi maktulün pantolon önünün kısmen açıldığı gözönüne alınarak eylemin "zorla ırza geçmeye eksik kalkışma" olarak kabulüyle TCY.nun 64/1, 416/1, 61. maddelerince hüküm kurulması gerekir.
(765 s. TCK. m. 64/1, 416/1, 61)
İşlemiş olduğu suçu gizlemek, delil ve emarelerini ortadan kaldırmak ve de kendisini cezadan kurtarmak maksadıyla Hasan'ı öldürmekten ve zorla ırza geçmekten sanıklar Aşır ile Tayfur'un yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 7.11.2000 gün ve 88/313 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş, sanık Aşır duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanık Aşır hakkında duruşmalı, diğer sanığın temyizi veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar Tayfur ve Aşır'ın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde adam öldürmeye ilişkin suç niteliği TCY.nın 450/9. madde ve fıkrasına mümas nitelikte tayin, sanık Aşır yönünden yaşa ve her iki sanık yönünden takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları kısmen inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafiinin; sübuta, savunmaların kısıtlandığına, ikrarların kerhe dayalı olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
1- İnandırıcı yan bulguların tesbitine de dayanılarak, hükme esas alman hazırlık ikrarları nedeniyle, sanıkların suçları icra ettikleri sonucuna varmakta isabetsizlik yoksa da; her iki sanığın, maktulün direnip karşı koymasına rağmen, livata yoluyla ırzına geçtiklerine ve birbiri ardına fiili tamamlamış bulunduklarına yönelik anlatımlarının, ölümün ertesi günü gerçekleştirilen otopside doğrulanmaması, anal muayenede ırza geçme bulgularının saptanmadığının bildirilmesi karşısında, süreklilik kazanmış Adli Tıp raporlarına yansıyan tıbbi kanaatlere itibarla, bu tip zorla livata eylemlerinde anüs ve çevresinde yırtık, iz ve ekimozların oluşmasının gerekeceği düşünülüp, oluşmamış; bulunması hali sanıklar lehine değerlendirilerek ve bulunuş halini resmeden fotoğraflarda maktulün pantolon önünün ancak kısmen açıldığı gözönünde tutulmak suretiyle, eylemin, "zorla ırza geçmeye eksik kalkışmak" olduğunun kabulüyle, TCY.nın 64/1, 416/1, 61. maddelerince hüküm kurulması gerekirken tıbbi gerçeği redde yeterli olmayan ikrar bölümüne itibarla tamamlanmış fiilden sanıkların sorumlu tutulmaları,
2- Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 4616 sayılı Yasadan, öldürme suçuyla sınırlı olarak yararlanmasını engeller düzeyde şartla tahliyeli sabıkası olup olmadığının ciddiyetle saptanması gereken sanık Aşır'ın, doğum tarihi 1984 olduğu halde 1979 doğumlu olduğu yazılarak alınmış sabıkasızlık kaydıyla yetinilmesi,
Bozmayı gerektirmek ve sanık Aşır müdafiinin duruşmalı incelemede de ileri sürdüğü temyiz nedenleri ile sanık Tayfur'un temyizi bu yönleriyle isabetli görülmekle irtibatlı tüm hükümlerin tebliğnamedeki onama düşüncesine aykırı olarak (BOZULMASINA),
3- Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına 30.5.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.