 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2001/1420
K: 2001/1092
T:26.3.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- CEZALARIN İNFAZI
- 3713 VE 4616 SAYILI KANUNLARIN UYGULANMA ALANI
Karar Özeti: Maddi olayda; hükümlü daha önce af yasasından istifade ettiği için esasen 4616 sayılı Kanundan yararlanması mümkün olmayacaktır. 4616 sayılı Kanunun uygulanmasının mümkün olduğu kabul edilse bile lehe kanunun uygulanması ile yetinileceğinden, infaz edilmesi gereken iki ayrı idam cezasına 3713 ve 4616 sayılı Kanunların infaza ilişkin hükümleri ayrı ayrı tatbik edildiğinde, 3713 sayılı Kanun hükümlü lehine sonuç doğurduğu için sadece bu kanunun infaza ilişkin hükümleri uygulanacak ve iki ayrı idam cezasının çektirilmesi buna göre yapılacaktır.
(765 s. TCK. m. 2/2)
(4616 s.ŞSEK. m. 1/6)
Hükümlü Hasan hakkındaki, (Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi)nin 1i.7.1998 tarih, 1988/107-105 sayılı kararına konu iki ayrı ölüm cezasının, 3713 sayılı Kanun hükümleri gereğince 10'ar yıldan toplam 20 yıl olarak infazında 4616 sayılı Kanun hükümleri uyarınca şartla salıverilmesi isteminin reddine ilişkin, Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesinin 9.1.2001 tarih, 2001/49-49 sayılı kararını itirazın kabulü ile hükümlünün şartla salıverilmesi konusundaki, Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 16.1.2001 tarih, 2001/38 Mut. Sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Hükümlünün, 3713 sayılı Kanunun geçici 1/a maddesi hükmü kapsamındaki, iki ayrı ölüm cezası yerine toplam 20 yıl ağır hapis cezasının, 4616 sayılı Kanunun 1. maddesi (1) no.lu bendinin 2. cümlesinde öngörüldüğü üzere, "tabi olduğu kanundaki infaz hükümleri" uyarınca infaz edileceği gözetilmeksizin, anılan Kanunun 1. maddesi (2) no.lu bendindeki, "aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenler" ile ilgili hükmün dayanak edinilmesi suretiyle, itirazın kabulüne ve hükümlünün 16.1.2001 tarihinden geçerli olmak üzere şartla salıverilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 15.2.2001 gün ve 05778 sayılı yazılı emirlerine müsteniden dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından 20.2.2001 gün ve 2001/25403 nolu tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
647, 3713 ve 4616 sayılı Kanunlar, cezaların çektirilmesinde uygulanacak oranlara ilişkin hükümlere farklı infaz rejimleri getirmekte ve bu Kanunların uygulanma sınırlarını ise suç tarihleri ve aranan diğer koşulların varlığı tayin etmektedir.
Cezaların infazına ilişkin temel hükümleri ayrıntıları ile düzenleyen 647 sayılı Kanunun tatbikinde devamlılık esas olmasına karşın, 3713 ve 4616 sayılı Kanunlarda infaza ilişkin sınırlı düzenlemeyi içeren hükümler, çıkartılış amaçları ve mahiyetleri itibariyle, belli bir zaman diliminden sonra kendiliğinden uygulanma olanağı sınırlanacak olan düzenlemelerdir. Bu nedenle, 4616 sayılı Kanunda ifade edilen "tabi oldukları infaz hükümleri..." sözcüklerinden temel düzenlemeyi içeren 647 sayılı Kanunla ilgili infaz hükümleri anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, bu yasaların infaz oranlarına ilişkin aynı konudaki hükümlerinin çektirilmesi gereken bir mahkumiyette birlikte tatbik edilmeleri yönünden açık hüküm bulunmadığı gibi, 647 sayılı Kanunun Ek. 2. maddesinin tatbik edilmemesine işaret edilmek suretiyle, anılan kanunlardan sadece birinin uygulanması gerektiği de bir ölçüde vurgulanmaktadır. Aksi taktirde, bu kanunlarla birlikte aynı hükme 647 sayılı Kanunun indirimle ilgili infaza ilişkin hükümlerinin de ayrıca uygulanması gibi bir anlayış doğar ki, bu ne kanunların çıkartılış amacına ve nede kanun koyucunun iradesine uygun düşer.
İşaret edilmesi gereken bir diğer hususta, 4616 sayılı Kanunun 1. maddesinin 6. bendinde yer alan, daha önce şartla salıverme hükümlerinden veya aftan yararlanmayı, infaza konu edilen mahkumiyetin suç tarihinden önce yararlanma olarak, 1. maddenin 2. bendinde yer alan, cezanın herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülmesini ise, infaza konu mahkumiyetin uygulama maddesinde ön görülen cezanın bir kanunla değiştirilmesi veya para cezasının 647 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilmesi sonucu dönüşme olarak kabul edilip uygulamanın buna göre sürdürülmesinde zaruret bulunmasıdır.
Bu açıklamalar karşısında, 3713 ve 4616 sayılı Kanunların infazla ilgili hükümlerinin uygulanma alanına giren ceza mahkumiyetlerinin çektirilmesinde, TCK. 2/2. maddesi uyarınca lehe sonuç doğuran Kanun tesbit edilip buna ilişkin infaz hükümleri tatbik edilmekle yetinilerek infazın gerçekleştirilmesi ve bunun için de öncelikle ve sırası ile cezaevinde fiilen geçirilmesi gereken süre, infaz sonrası oluşan hukuki durum gibi,... sonuçlar dikkate alınarak lehe sonuç doğuran Kanunun belirlenmesi, belirlenememesi halinde ise, yürürlük tarihi sonra olan Kanun tatbik edilerek infaz işlemi yapılmalıdır.
Maddi olaydaki soruna bu açıdan bakıldığında, hükümlü daha önce af yasasından istifade ettiği için esasen 4616 sayılı Kanundan yararlanması mümkün olmayacaktır. 4616 sayılı Kanunun uygulanmasının mümkün olduğu kabul edilse bile lehe Kanunun uygulanması ile yetinileceğinden, infaz edilmesi gereken iki ayrı idam cezasına 3713 ve 4616 sayılı Kanunların infaza ilişkin hükümleri ayrı ayrı tatbik edildiğinde, 3713 sayılı Kanun hükümlü lehine sonuç doğurduğu için sadece bu Kanunun infaza ilişkin hükümleri uygulanacak ve iki ayrı idam cezasının çektirilmesi buna göre yapılacaktır.
Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca, yazılı emre dayanan tebliğname yerinde görülüp kabulü ile, 3713 sayılı Kanunun uygulanmasına dair olan Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesinin 9.1.2001 gün ve 2001/49-49 Mut. sayılı kararına vaki itirazın reddi yerine, kabulü ve hükümlü Hasan hakkında 4616 sayılı Kanunun da ayrıca tatbik edilmesine ilişkin Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 16.1.2001 gün ve 2001/38 Mut. sayılı kesinleşen ve Kanuna aykırı görülen kararının CMUK.nun 343. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 2.12.1986 tarihinde işlenen ve iki ayrı idam cezasıyla sonuçlanan hükmün 3713 sayılı Kanunun infaza ilişkin hükümleri doğrultusunda çektirilmesine, 26.3.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.