 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 2001/1416
K: 2001/1261
T: 3.4.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- CEZANIN YERİNE GETİRİLMESİ BİÇİMİ
Karar Özeti: 3713 ve 4616 sayılı Yasaların yerine getirme ile ilgili olarak TCY.nın 2/2. maddesi uyarınca lehe sonuç doğuran yasa saptanıp uygulanması, saptanamıyorsa yürürlük günü sonra olan yasanın uygulanması gerekir.
Tek suçuna bağlı olarak verilen "ömür boyu ağır hapis" cezasına anılan yasalar uygulandığında 3713 sayılı Yasa hükümlü lehine sonuç doğurduğundan bu yasanın yerine getirmeye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir.
(3713 s. TMK. m.)
(647 s. CİK. ek m. 2)
Taammüden adam öldümeye azmettirmek suçundan (Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi)nin 19.3.1997 gün ve E. 1992/330 K. 1997/41 sayılı kararı ile müebbet ağır hapis cezasına hükümlü Halil'in işbu cezasının infazı sırasında 4616 sayılı Kanun uyarınca vaki şartla tahliye talebinin reddine ilişkin Trabzon Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2000 gün ve 2000/425 D. İş. sayılı kararına vaki itirazın reddine dair Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 4.1.2001 gün ve 12. Mut. sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
4616 sayılı Kanunun 1. maddesinin 6. bendindeki "Daha önce şartla salıverme hükümlerinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenler" ifadesinde ancak ikinci suçun işlenmesi halinde bu kanundan yararlanamayacağı belirtildiği gibi, hükümlünün 10.11.1989 tarihinde suç işlediği 31.8.1993 tarihinde ise cezasının infazına başlandığı, sabıka kaydından da anlaşılacağı üzere tek suç işlediği anlaşılmakla, 4616 sayılı Kanunun 1. maddesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden CMUK. 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 13.2.2001 gün ve 05490 saydı yazılı emirlerine müsteniden dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından 20.2.2001 gün ve Y.E. 2001/24731 nolu tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; okundu ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
647, 3713 ve 4616 sayılı Kanunlar, cezaların çektirilmesinde uygulanacak oranlara ilişkin hükümlere farklı infaz rejimleri getirmekte ve bu Kanunların uygulanma sınırlarını ise suç tarihleri ve aranan diğer koşulların varlığı tayin etmektedir.
Cezaların infazına ilişkin temel hükümleri ayrıntıları ile düzenleyen 647 sayılı Kanunun tatbikinde devamlılık esas olmasına karşın, 3713 ve 4616 sayılı kanunlarda infaza ilişkin sınırlı düzenlemeyi içeren hükümler, çıkartılış amaçları ve mahiyetleri itibariyle, belli bir zaman diliminden sonra kendiliğinden uygulanma olanağı sınırlanacak olan düzenlemelerdir. Bu nedenle, 4616 sayılı Kanunda ifade edilen "tabi oldukları infaz hükümleri..." sözcüklerinden temel düzenlemeyi içeren 647 sayılı Kanunla ilgili infaz hükümleri anlaşılmalıdır.
Diğer taraftan, bu yasaların infaz oranlarına ilişkin aynı konudaki hükümlerinin çektirilmesi gereken bir mahkumiyette birlikte tatbik edilmeleri yönünde açık hüküm bulunmadığı gibi, 647 sayılı Kanunun Ek. 2. maddesinin tatbik edilmemesine işaret edilmek suretiyle, anılan Kanunlardan sadece birinin uygulanması gerektiği de bir ölçüde vurgulanmaktadır. Aksi taktirde, bu Kanunlarla birlikte aynı hükme 647 sayılı Kanunun indirimle ilgili infaza ilişkin hükümlerinin de ayrıca uygulanması gibi bir anlayış doğar ki, bu ne Kanunların çıkartılış amacına ve ne de Kanun koyucunun iradesine uygun düşer.
İşaret edilmesi gereken bir diğer hususda, 4616 sayılı Kanunun 1. maddesinin 6. bendinde yer alan, daha önce şartla salıverme hükümlerinden yararlanmayı, infaza konu edilen mahkumiyetin suç tarihinden önce yararlanma olarak kabul edilip uygulamanın buna göre sürdürülmesinde zaruret bulunmasıdır.
Bu açıklamalar karşısında, 3713 ve 4616 sayılı Kanunların infazla ilgili-hükümlerinin uygulanma alanına giren ceza mahkumiyetlerinin çektirilmesinde, TCK. 2/2. maddesi uyarınca lehe sonuç doğuran Kanun tesbit edilip buna ilişkin infaz hükümleri tatbik edilmekle yetinilerek infazın gerçekleştirilmesi ve bunun için de öncelikle ve sırası ile cezaevinde fiilen geçirilmesi gereken süre, infaz sonrası oluşan hukuki durum gibi,... sonuçlar dikkate alınarak lehe sonuç doğuran kanunun belirlenmesi belirlenememesi halinde ise, yürürlük tarihi sonra olan kanun tatbik edilerek infaz işleminin yapılması gerekmektedir.
Maddi olaydaki soruna bu açıdan bakıldığında, hükümlü Halil'in infaz edilmesi gereken müebbet ağır hapis cezasına 3713 ve 4616 sayılı Kanunların infaza ilişkin hükümleri ayrı ayrı tatbik edildiğinde, 3713 sayılı Kanun hükümlü lehine sonuç doğurduğu için sadece bu Kanunun infaza ilişkin hükümleri uygulanacak ve müebbet ağır hapis cezasının çektirilmesi buna göre yapılacaktır.
Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca hükümlü Halil'in 3713 sayılı Kanun hükümlerinin tatbiki suretiyle müebbet ağır hapis cezasının infazını sağlayan, 4616 sayılı Kanunun da ayrıca tatbik edilmesi istemini reddeden ve sonucu itibariyle Kanuna uygun bulunan redde vaki itirazın reddine dair Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 4.1.2001 gün ve 2001/12 Mut. sayılı kararına yönelik yazılı emre atfen düzenlenen tebliğname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin (REDDİNE), 3.4.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.