Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E:1999/1532
K:1999/2932
T:23.3.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TAPU İPTALİ VE TESCİL
MURİS MUVAZAASI
KARAR ÖZETİ:Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten; kabul edilebilir ölçüde ve mirasçılarının tümünü kapsar bir paylaştırma yapmış ise; mal kaçırma kastından söz edilemez ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararı uygulama yeri bulamaz.
(YİBK. 1.4.1974 gün ve 1/2 s.)
 
 
Davacılar tarafından, davalı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının yapılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
 
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine davalı miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
 
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Nevarki; davacılara da miras bırakanca taşınmaz verildiği bildirilmiş ve getirtilen tapu kayıtlarından davacılara da bazı taşınmazların verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
 
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı inançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 634, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, sakiı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
 
Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Biriç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve Aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
 
Öte yandan, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten; kabul edilebilir ölçüde ve mirasçılarının tümünü kapsar bir paylaştırma yapmış ise; mal kaçırma kasdından söz edilemeyeceği ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulamayacağı kuşkusuzdur.
 
Hal böyle olunca; taşınmazların adet, mevkii, cins ve değerleri gibi unsurların araştırılarak saptanması, böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma amacının gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıkça belli edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, savunmanın bu yöne değinen bölümü araştırılmadan noksan soruşturmayla yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
 
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.1997 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 23.3.1999 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini