 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
Esas No : 1997/3469
Karar No : 1998/4556
Tarih : 24.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ADAM ÖLDÜRME SUÇU
SUÇUN ALMANYA'DA İŞLENMESİ
KARAR ÖZETİ : 1- Almanya'da, kız kardeşi Cemile ile imam nikahıyla yaşayan öldürülen Erdağ'in Cemileyle Türkiye'ye gideceğini öğrenip buna engel olmak ve ilişkilerine son verdirmek için tabanca tehdidi ile otoya bindirdiği maktulün kullandığı oto ile sanığın isteği yere gitmemek için direnmesi ve ilişkiyi sürdüreceğine yönelik sözler söylemesi nedeniyle onu öldüren sanığın eylemi, TCK'nin 450 /8, 51, 59. maddelere uymakla TCY' nın 10/a maddesindeki kurallar uygulanmalıdır.
2-TCY'nrn 21. madde uygulanırken TCY'nin 10/a. maddesi uyarınca Alman Ceza Yasası yönünden araştırma yapılmadan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 450/8. 51, 59, 10/a)
Erdağ'ı kasten öldürmekten sanık Ali'nin yapılan yargılaması sonunda: hükümlülüğüne ilişkin (Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 30.121996 gün ve 100/139 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi mü dahil tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Müdahilin duruşmalı inceleme isteminde bulunma hakkı olmadığından bu husustaki istemin reddine,
2- Toplanan deliller Türk Ceza ve Usul Yasaları uyarınca karar yerinde incelenip, sanığın Almanya'da işlediği adam öldürmek suçunun sübutu, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde kabul edilmiş, cezayı azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış. savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan mü dahil vekilinin TCK.nun 10/a maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığına, eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğuna, tahrik hükmünün uygulanmaması gerektiğine vesaire ye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a) Öldürülen Erdağ'ın başkasıyla gayri resmi evliliği sürerken 1986 yılında tanışıp arkadaş olduğu sanık Ali'nin kız kardeşi Cemileyi iğfal ettiği, sanık Ali ve ailesinin bu şekilde oluşan beraberliğe karşı çıkarak öldürülen Erdağ'dan Cemile ile olan ilişkisini kesmesini istedikleri ve bunu temin etmek içinde Cemilenin Hamburg'dan uzaklaştırıldığı buna rağmen Erdağ ile Cemilenin bir araya gelip 30.7.1991 günü dini nikah yaparak birlikte yaşamaya başladıkları, öldürülen Cemileyi Türkiye'ye göndereceğini olaydan önce öğrenen sanık Ali'nin onlara engel olmak ve ilişkilerine son verdirmek amacıyla Erdağ'ın oturduğu şehre gelerek evi önünde beklemeye başladığı evden Erdağ, Cemile ve tanık Sabri'nin dışarı çıktıkları, sanık Ali'nin yanlarına giderek elindeki tabancayla onları tehdit edip Erdağa ait araca binmelerini sağladığı ve eniştesi olan Hacının iş yerine gideceklerini söyleyerek aracı yine tehditle hareket ettirdiği, aracın önce tanık Sabri sonrada öldürülen tarafından kullanıldığı, 5-6 kilometre yol aldıkları, öldürülenin yolda aracı durdurup istenen yere gitmek istemeyerek direnmesi ve ilişkiyi sürdüreceğini belirtmesi üzerine, sanık Ali'nin elinde bulundurduğu tabancayla 7 kez ateş edip 4 adedini isabet ettirerek Erdağ'ı öldürdüğü oluşa uygun kabulden anlaşılmasına göre;
Sanık Ali'nin açıklanan bu eyleminin kastettiği hürriyeti sınırlama suçunu, öldürülenden gelen tepki ve ilişkiyi sürdüreceğine yönelik sözler sonucu işleyememekten duyduğu infial ile öldürmek suçunu oluşturduğu ve bu suçun TCK.nun 450/8.nci madde ve fıkrası içinde değerlendirilmek suretiyle, TCK.nun 10/a maddesindeki düzenleme uyarınca bu eylemin Alman Ceza Yasasının 211 ve 49.ncu maddeleri içinde mütalaa edilerek bu maddelerde öngörülen cezalardan, TCK.nun 450/8, 51/1, 59.ncu maddelerinin uygulanmasıyla bulunacak sonuç cezaya miktar itibariyle sanık lehine olan en yakın cezanın tayin edilmesi gerekirken suç vasfından yapılan hata sonucu yazılı şekilde eksik ceza verilmesi,
b) TCK.nun 31.nci maddesiyle ilgili uygulama yapılırken TCK.nun 10/a maddesi uyarınca Alman Ceza Yasası yönünden herhangi bir araştırma yapılmadan hüküm kurulması,
Yasaya aykırı mü dahil vekilinin temyizi bu nedenle yerinde görülmekle hükmün tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçesiyle (BOZULMASINA), 24.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.