 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
Esas No : 1997/2507
Karar No : 1997/2687
Tarih : 07.07.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yeni doğmuş adı belirsiz kız çocuğunu öldürmekten sanık M.A.'nın yapılan yargılanması sonunda; TCK'nın 450/1, 31, 33, 40 ve 43. maddeleri uyarınca İDAM cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin (BOĞAZLIYAN) Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 9.4.1997 gün ve 14/14 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla beraber Yargıtayca incelenmesi sanık tarafından da istenilmiş olduğundn, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : 1 -İdam gibi geri dönüşü olmayan bir ceza ile mahkumiyetine karar verilen sanığın nüfus kaydına uygun şekilde cilt, sahife ve kütük numaralarının gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi,
2 - Sanık vekilince son oturumda sanığın cezai ehliyetinin araştırılması talep edildiğinden, oluş biçimi de gözetilerek CMUK'un 74. maddesi uyarınca öncelikle uzman bir bilirkişiden bu konuda ön rapor alındıktan sonra sonucuna göre Adli Tıp Kurumu Gözlem ve 4. İhtisas kurullarından mütalaa alınması gerektiği halde, talebin reddine karar verilmesi,
3 - Sanık ve vekilince aşamalardaki savunmalarında sanığın henüz yeni doğmuş olan maktüle kızının eşinin başkalarıyla olan cinsel ilişkisinden olduğu yönünde duyumlarına istinaden öldürdüğünü, bu nedenle maktülenin cesedi üzerinde DNA testi yapılmasını, son oturumda talep ettiği bu savunmanın tahkik edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği halde yapılmayarak yetersiz gerekçelerle bu talebin reddine karar verilerek savunma hakkının tahdit edilmesi,
4 - Çayıralan Cumhuriyet Savcılığı'nın 4.2.1997 gün ve 1997/20 sayılı fezlekesinin dipnotunda sanığın 1996 yılı Ramazan ayı içerisinde gene aynı nedenlerle bir başka çocuğunu öldürmesinden dolayı mezar açılıp çocuk cesedinin Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği, bu fiiliyle ilgili olarak 1997/26 hazırlık sayısı ile soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildiğinden bu dosyanın akıbetinin araştırılarak dava açılmış ise fiili ve hukuki irtibat nedeniyle birleştirilmesi takipsizlik kararı verilmiş ise evrakın delil olarak dosyaya konulması gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile hüküm kurulması,
Usule aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair cihetleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle re'sende temyize tabi olan hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 7.7.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.