Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1996/6
K. 1996/219
T. 5.2.1996

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
ŞARTLA SALIVERME (MEŞRUTEN TAHLİYE)
DENEME SÜRECİNDE İŞLENEN SUÇA ERTELİ CEZA
 
KARAR ÖZETİ Şartla salıverilen (meşruten tahliye edilen) hükümlünün, deneme sürecinde işlediği bir diğer cürüm nedeniyle verilmiş cezasının, 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesi ve kararın kesinleşmesi durumunda, hükümlü lehine kazanılmış hak oluşturması ve yasal geçerlilik kazanması nedeniyle, önceden verilen şartla salıverme (meşruten tahliye) kararının geri alınması yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 17, 95/2)
(647 s. CİK. m. 6)
 
Muhtelif suçlardan Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin 17.2.1993 gün ve 1993/16-52 sayılı kararıyla toplam 21 yıl 17 ay 30 gün ağır hapis cezasına hükümlü Halil'in, işbu cezasının infazı sırasında Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi'nin 9.5.1994 gün ve 1994/105-95 D. İş sayılı kararıyla aynı tarihten geçerli olmak üzere şartla salıverilmesini müteakip bihakkın tahliye tarihi olan 2.5.1993 gününden önceki evrede 1.2.1995 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlığa kalkışmak suçundan Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 22.5.1995 tarihinde temyiz edilmemekle kesinleşen 22.4.1995 gün ve 1995/75-200 sayılı kararıyla erteli beş ay hapis cezasına mahkum edilmiş olması nedeniyle, TCK.nun 17. maddesi hükmüne göre şartla salıverilme kararının geri alınması hususunda Cumhuriyet Savcılığınca vuku bulan istemin reddine dair, Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 9.10.1 995 gün ve 1995/32 Müt. sayılı karara karşı Cumhuriyet Savcılığınca vuku bulan itiraz üzerine, İzmir 1. Ağır Ce2a Mahkemesi'nce verilen ve şartla salıverilme kararının geri alınmasına ilişkin, 18.10.1995 gün ve 1995/322 müt. sayılı kararının kaldırılıp infaz için yeniden cezaevine alınan hükümlünün salıverilmesi hükümlü müdafii tarafından istenilmekle; Adalet Bakanının 3.1.1996 gün ve 178 sayılı yazılı emrine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 8.1 .1996 gün ve 96002411 sayılı istemiyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 18.10.1995 gün ve 1995/322 Müt. sayılı kararının bozulması talep edilip, evrak Dairemize tevdi edilmekle konu incelendi, gereği tartışılıp düşünüldü:
 
Yazılı emirle çözümlenmesi istenilen mesele; şartla salıverilen hükümlünün deneme sürecinde işlediği bir diğer cürüm nedeniyle verilmiş cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesi durumunda, önceden verilen şartla salıverme kararının geri alınmasının mümkün olup olmayacağıdır.
 
TCY.nın 17. maddesi, "şartla salıverilmiş hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur ise şartla salıverilme kararının geri alınacağını" amirdir.
 
Bu koşullara göre durum değerlendirmesi yapıldığında; hükümlü Halil'in şartla salıverme kararının kaldırılması için yeterli nedenin varlığından söz edebilmek olasıdır. Zira, şartla salıverme ile kendisine tanınan deneme süresinde kasıtlı bir cürüm olan hırsızlığa kalkışma suçunu işlemiş, bu hal Manisa Asliye Ceza Mahkemesi'nin kesinleşen mahkumiyet hükmüyle belgelenmiş ve hürriyeti bağlayıcı cezadan madut beş ay hapse çarptırılmıştır.
 
Ancak; nevar ki, Manisa Asliye Ceza Mahkemesi, hükümlünün geçmiş ahvalini belgelendirememiş ve kendisini ilk defa cürüm işleyenlerden kabul ederek beş aylık hapis cezasını 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelemiştir.
 
Hürriyeti bağlayıcı bir cezaya hükümlendirilen ve cezası kesinleşen bir kişinin, cezası infaz edilmemiş olsa dahi, sonradan vaki mahkumiyetinde, erteleme atıfetinden yararlandırıimasına her ne kadar yasal olanak bulunmamakta ise de, Manisa Asliye Ceza Mahkemesi'nin işbu erteleme kararı temyize konu edilmemekle kesinleşmiştir.
 
Kesinleşmiş bu kararın hükümlü lehine kazanılmış hak oluşturduğu ve yasal geçerlilik kazandığı tartışılmaz bir gerçektir.
 
Böyle bir kararı, temelinde yasaya aykırılığın varlığından söz ederek geçersiz saymak ya da ilgilisi yararına sağladığı yarar ve sonuçları kısmen dahi olsa zafiyete uğratmak olası değildir.
 
647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca, ertelenmiş bir mahkumiyet kararı, TCY.rıın 95/2. maddesi koşullarında değerlendirmeye tabi tutulmalı ve yazılı emir konusunda çözüm üretilmelidir.
 
Zikredilen madde hükmüne göre; "cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, CEZASI TECİL EDİLMİŞ MAHKUMİYETİ ESASEN VAKİ OLMAMIŞ SAYILACAK, aksi halde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunacaktır. Yasa, hükümlünün iyi halliliği koşuluna bağladığı atıfeti,sadece erteli cezanın çektirilmemesi ile sınırlandırmamakta, mahkumiyet kararını bütünüyle vaki olmamış sayacağını vadetmektedir. Bu vaadin, mahkumiyet kavramının doğurabileceği her türlü etki ve neticeyi de kapsamına aldığında kuşku yoktur.
 
Geçmiş hükümlülüğü bulunan kişinin sonraki cezasının ertelenmesinde yasaya aykırılık olduğuna işaret etmek mümkün ve isabetli ise de; her nasılsa kesinleşmiş bulunan bu hükmü yok sayarak, doğurduğu kazanılmış hakları şu veya bu gerekçeyle daraltmak olanaksızdır.
 
Artık bu karar, bünyesindeki yasaya aykırılığa rağmen ilgilisi yararına kazanılmış haklar oluşturmakla yasaya uygunluk kazanmış bulunmaktadır. Etki ve bağ!ayıcılığı, temelde yasaya uyarlı hükümlerden farklılık arz etmeyecektir.
 
Bir mahkumiyet hükmünün, geçmişte verilmiş şartla tahliyenin geri alınmasına dayanak yapılması, o hükmün "sonuç yaratma" özelliğinin sonucudur. Bu hal ancak ve sadece ertelenmemiş mahkumiyetin varlığıyla olanaklıdır. Ertelenmiş mahkumiyetlerde ise hükmün yaratabileceği her türlü etkinlik askıya alınmakta ve deneme süresinin sonuna kadar, hükümlünün yeni bir cürüm işlememesi koşuluyla geciktirilmekte ve bu süre iyi hallilikle geçiştirilince mahkumiyet kararı esasen vaki olmamış sayılmaktadır.
 
Şartla geri alınma koşullarını hükme bağlayan TCK.nun 17. maddesinde, sonraki mahkumiyetin varlığından söz edilmiş olunmasını yeterli saymak ve ertelenmiş mahkumiyet halinin istisna olarak gösterilmediğinden söz edilerek konuya çözüm üretmekte isabet görülmemektedir. Bilindiği üzere yasa koyucu "olağanı öngörerek kural vazeder. Olağandışı halleri önceden derpiş edebilmek mümkün olamayacağından, bunları sıralayarak önlemlerini kurala bağlamak yasa koyucudan beklenmemelidir. Bu nedenledir ki, şartla salıverilmiş bir hükümlünün, ertelemeden yararlandırılması biçimindeki olağan dışılığa, Yasanın 17. maddesi içeriğiyle sınırlı kalınarak çözüm getirmek olanağı bulunmamaktadır.
 
İsabetli çözüm, kazanılmış hak oluşturarak yasallık kazanan erteleme kararını tüm sonuçlarıyla geçerli kabul etmek ve erteleme nedenleri ortaya çıkmadıkça şartla salıverme kararını kaldıramayacağını kabullenmektir.
 
Bu nedenledir ki, CYUY.nın 343. maddesine dayalı yazılı emir istemi isabetlidir.
 
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin yasal nitelik taşıyan 9.10.1995 gün ve 1995/32 Müt. sayılı kararını itirazen kaldıran İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 18.10.1995 gün ve 1995/322 Müt. sayılı kararı kaldırılmalıdır.
 
KARAR
 
1- Adalet Bakanlığı'nın 3.1.1996 gün ve 178 sayılı yazılı emir istemine dayalı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 8.1.1996 gün ve 96002411 sayılı bozma isteminin CYUY.nın 343. maddesi uyarınca kabulü ile; yasal dayanaktan yoksun bulunan İZMİR BİRİNCİ AGIR CEZA MAHKEMESİ'NİN 18.10.1995 gün ve 1995/322 Müt. sayılı şartla tahliye kararının kaldırılmasına ilişkin kararının (BOZULMASINA),
 
2- Hükümlü Halil'in şartla tahliyesinin geri alınmasının gerekmediğine ilişkin Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin 9.10.1995 gün ve 1995/32 Müt. sayılı kararının geçerli sayılmasına,
 
3- Hükümlü Halil'in cezaevine alınması ve infazına devam olunması yasal dayanaktan yoksun kalmakla, başka suçtan hükümlü yada tutuklu değilse telle salıverilmesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına,
 
4- Evrakın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine, Üyeler Vural Savaş ve Seydi Yetkin'in yazılı emir isteminin reddi gereğine işaret eden karşı oylarıyla, oyçokluğuyla, 5.2.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
 
Şartla salıvermenin geri alınması TCK.nun 17. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre; "şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise, şartla salıverilme kararı geri alınır". Kanunda bir müessese özel olarak düzenlenmişse, bunun istisnalarının yasada açıkça belirtilmesi gerekir. Yasa koyucu, "sanığın kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olmasını" şartla salıverilmenin geri alınmasına karar verilebilmesi için yeterli görmüş, ikinci suçtan verilen mahkumiyet kararının ertelenmiş olmasının bu kararın verilmesini engelleyeceğini belirtmemiştir.
 
Esasen, 5.11.1970 gün ve 9/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, TCK.nun 17. maddesindeki "mahkum olursa" sözünün, "cürüm Herse' biçiminde anlaşılması gerektiğini vurgulamıştır. Buna göre, salıverilme kararının geri alınması için, serbest kalan hükümlünün bir cürüm işlemesi yeter, mahkum olması gerekmez (Prof. Dr. TURHAN TUFAN YUCE, Ceza Hukukunun Temel Kavramları, 5. 177).
 
Biran için anılan İçtihadı Birleştirme Kararı aksi doğrultuda çıksaydı dahi, sanığın şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olup, bu kararın kesinleşdiği anda, şartla salıverme kararının geri alınması gerekecekti.
 
Çoğunluk, "cürüm ile mahkum olan kimse, hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur" yolundaki TCK.nun 95/2. maddesine dayanarak, beş sene sonra sanığa verilen ertelenmiş mahkumiyet kararının vaki olmamış sayılması ihtimali olduğundan bahisle, şartla salıverilme kararının geri alınamayacağını ileri sürmektedirler.
 
Bu yorum tarzı, 5.11.1970 gün ve 9/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olduğu gibi, TCK.nun 95/2. maddesinin açık hükmüne aykırıdır. Zira, "VAKİ OLMAMIŞ SAYILMA" beş yıl sonra mümkündür ve bu maddede gerçekleşen şartların oluşmasına bağlıdır. O zamana kadar ertelenmiş de olsa mahkumiyet kararının "VAKİ OLMUŞ" sayılması, yasa gereğidir.
 
Esasen sanığa hak kazandırdığı iddia edilen mahkumiyet kararının yasaya aykırı bir karar olduğu da, ayrı bir incelemeyi gerektirmeyecek şekilde ortadadır.
 
Zira sanık; adam öldürmeye, gaspa teşebbüs, konut dokunulmazlığını bozmak suçlarından hükümlüdür. Meşruten tahliye süresi içinde işlediği suçundan verilen cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesine göre ertelenmesine yasal olanak bulunmadığı halde, bu cezanın ertelenmesine karar verilmiştir. Biri diğerine bağlantılı olarak Yargıtay incelemesine tabi hükümlerden birinin yasaya aykırı olduğunun anlaşılması, diğer hükmün de yasaya aykırı olarak verilmesine dayanak teşkil etmez.
 
Esasen, amaca göre yorum yapıldığında da hırsızlığa teşebbüs suçunu işlediği kesinlikle anlaşılan bir sanığın serbestçe dolaşmasını, başka bir deyişle şartla salıverilme hakkından yararlanmaya devam etmesini kanun koyucunun öngördüğü düşünülemez.
 
Tüm bu nedenlerle, çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. Yazılı emir isteminin r e d d i n e karar verilmelidir.
    Vural SAVAŞ Seydi YETKİN
Üye Üye
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini