 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1996/3925
K. 1997/547
T. 5.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İŞKENCE VE TAZİP İLE ADAM ÖLDÜRMEK
KARAR ÖZETİ : İşkence ve tazip ile öldürmek; öldürme eyleminden önce öldürülecek olana karşı işkence yapmayı hedef tutan, ölümü meydana getirmek bakımından zorunlu olmayan vahşice davranışlarda bulunmaktır; Kendi çağrısı üzerine evine gelen maktülün ellerini ve ayaklarını bağlayarak boğup öldürmek dışında, kaynar zeytinyağını başından aşağı dökerek özel kastını gösteren sanığın eylemi, TCK.nun450/3. maddesine uyan suçu oluşturur.
(765 s. TCK. m. 448, 450/3)
Arif'i kasten öldürmekten sanık Zübeyde'nin, bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ve diğer sanık Mustafa'nın üzerine atılı müsnet suçtan beraetine ilişkin (Burdur Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen8.8.1996 gün ve 40/1 33 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Müdahil her iki sanıktan toplam 75.000.000.- lira manevi tazminat istemiş, sanıkların hukuki durumuna göre tazminata hükmedilmesi gerekirken, tamamının sanık Zübeyde'den alınıp müdahile verilmesi, yasaya aykırı ise de, bu hususu sanık temyiz etmediğinden, müdahil lehine olması nedeniyle temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Zübeyde'nin suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık Mustafa hakkında TCK.nun 296/son maddesi uygulanması yerinde bulunmuş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde tenkit ve bozma sebebi dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, müdahil vekilinin sanık Mustafa'nın suç vasfına ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Mustafa hakkındaki hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA).
3- Ancak;
Maktülün karısı Faden'in, 14.2.1996 günü saat 20.30'da karakola gelerek eşi Arif'in 13.2.1996 günü gecesi evden ayrıldığını ve eve dönmediğini, eşinin komşuları Zübeyde ile ilişkisi olduğunu, o akşam eşinin bu kadının evine gittiğini, müştekinin yeğeni Halil'in 14.2.1996 tarihli ifadesinde; 13.2.1996 günü akşam yemeğinden sonra saat 19.15 sıralarında eniştesi olan maktül Arif'in teyzem olan eşine ben sendika toplantısına gidiyorum diye izin aldığını, kendisine de bugün sabah işe giderken kapının önünde Zübeyde'nin akşam bizim eve gel şeklinde işaret yaptığını, sen de bizimle gel, bisikletimi al git, itfaiyede beni bekle, ben çıkınca senin yanına gelirim, birlikte eve döneriz, teyzem duymasın, dediğini kendisinin gitmediğini, maktülün bisikleti ile gittiğini, bugün dönmeyince durumu teyzesine anlattığını söylemesi ile sanık yakalanmış ve suçlamaları kabul etmiş, şahadete göre gündüzleyin evine gelmesini işaretle sanığa söylemiş olmasına rağmen, sanık Zübeyde kendisini taciz eden maktülün o gecede de eşi ve çocuklarının teravi namazında olduğu saatlerde evinin civarına gelip, kendisini içeri almasını söyleyerek isteklerini tekrarlanması ile öldürmeye karar vererek içeri aldığını söylemiş ve sanığın olayın oluşu ile ilgili anlatımına göre, maktülle ilişkiye girmek için kendi isteklerini yerine getirmesini söyleyerek, çay içmek teklifini yaptığını, maktülün elleri, ayaklarını bağladığı, bundan sonra da çaydanlıkta kaynama noktasındaki zeytinyağını başından dökerek ikinci derecede yanıklar meydana getirdikten sonra, bağırmasına aldırmadan ayakları ile göğsüne basarak öldürdüğünü ikrar etmiş, otopsi zaptındaki tesbitler de bunu doğrulamıştır.
İşkence ve tazip ile öldürme; öldürme eyleminden önce öldürülecek olana karşı işkence yapmayı hedef tutan, ölümü meydana getirmek bakımından zorunlu olmayan vahşice davranışlar da bulunmaktır. Olayımızda, sanığın ellerini ve ayaklarını bağladığı, maktülü boğarak öldürmesi dışında, kaynar zeytinyağını başından aşağı dökmesi özel kastını göstermektedir. Bu nedenlerle sanığın TCK.nun 450/3. maddesi uygulanması gerekirken, TCK.nun 448. madde ile cezalandırılması şeklinde suç vasfının tayinin de hata edilmesi,
Yasaya aykırı olup, müdahil vekilinin temyizi nedeniyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 5.3.1997 günü oybirliği ile karar verildi.