 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
Esas No : 1996/1733
Karar No : 1996/1885
Tarih : 23.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Zaruretin tayin ettiği hududu tecavüz etmek suretiyle Mehmet'i kasten öldürmekten mükerrir sanık Mustafa'nın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ve şoför ehliyetnamesinin 3 ay süre ile geçici olarak geri alınmasına, diğer sanık Ali'nin üzerine atılı müsned suçtan beraatına ilişkin Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi'nden 25.12.1995 gün ve 82/108 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık Mustafa ve müdahiller taraflarından istenilmiş, müdahiller duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile dairemize gönderilmekle; müdahillerin duruşma istemeye yetkileri bulunmaması nedeniyle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : Sanıkların Kütahya Bahçelievler mahallesinde müşterek kasap dükkanı çalıştırdıkları, aynı mahallede oturan ve çeşitli suçlarda sabıkalı bir kişi olan sanıkların dükkanına giderek sanıklardan Mustafa'dan karşılıksız olarak et almak istediği, sanık Mustafa'nın maktulün önerilerini kabul etmediği, bu yüzden sanığa kazan maktulün birkaç kez dükkana gelerek sanık Mustafa'ya hakaretlerde bulunduğu ve onu tehdit ettiği, bu sebepten maktul aleyhine kamu davası açıldığı, olay günü Ali adlı tanık ile birlikte içki içen maktulün yanında adı geçen tanık olduğu halde, sanıkların dükkanının önüne gelip tartışma çıkarmakla yetinmeyip, bıçakla sanık Mustafa'nın üzerine yürüdüğü, maktulün saldırısına karşı elinde önlem olarak sopa bulunmasına rağmen, paniğe kapılan sanığın kaçmaya başladığı, elinde bıçakla sanığı kovalayan maktulün sanığa yetişince sanığa doğru bıçağını bir kaç kez salladığı sırada sanığın da kendisini savunmak için sopa ile müdahile vurduğu, buna rağmen bıçaklı saldırısına devam eden maktule, sanığın birden çok sopa darbesinde bulunarak onun ölümüne neden olduğunun dosya içeriğinden açıklıkla anlaşılması karşısında, tamamen yasal savunma şartları içinde eylemde bulunan sanığın içinde bulunduğu ruh hali ve maktulün bıçaklı saldırısı sona erdikten sonra eylemine devam ettiği hususunda delil de elde edilemediği göz önünde tutulduğunda, savunmada aşırılığa kaçmadığının kabulünde zorunluluk bulunduğu göz önünde tutularak, beraatına karar verilmesi gerekirken, TCK'nin 50. maddesi uygulanarak cezalandırılmasına karar verilmesi.
Yasaya aykırı olduğundan, müdahil vekilinin olayda yasal savunma şartlarının oluşmadığına, sanık Ali'nin de olayın asli faili olduğu yolundaki temyiz itirazlarının reddine, sanık Mustafa vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile adı geçen sanığa ilişkin hükmün BOZULMASINA, bozma nedeni göz önünde tutularak sanık Mustafa'nın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu değil de salıverilmesinin mahalline telle bildirilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına. Sanık Ali hakkındaki beraat hükmünün ONANMASINA tebliğnamedeki isteme kısmen uygun şekilde 23.5.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.