 |
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E. 1996/1689
K. 1996/2720
T. 5.7.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK
ASLİ MADDİ FAİLE YARDIM ETMEK
FER'İ FAİL OLARAK OLAYA KATILMAK
SANIKLARIN KİŞİLİKLERİNİN VE KASTIN
YOĞUNLUĞUNUN CEZA TAYİNİNDE
DEĞERLENDİRİLMESİ
KARAR ÖZETİ: 1- Kardeşinin gireceği ihaleye başkalarının girmesini önlemek için; olaydan önce diğer sanıklarla plan yapan, işçisini "tetikçi" olarak kiralayıp, ihaleye girmesi halinde maktülün öldürülmesini kararlaştıran, olaydan önce ve sonra dükkanında toplantılar yapan, "öldürme kararını" bilen, yanındaki gence eli ile işaret eden sanığın, maktülün öldürülmesi eyleminde TCK.nun 448, 65/3. maddelerine göre cezalandırılması gerekir.
2- Sabıkaları, para karşılığı adam öldürebilmeleri, olaydan önceki davranışları ve öldürme hususundaki kasıtlarının yoğunluğu gözönüne alınıp TCK.nun 29. maddesine göre sanıkların cezalarının asgari haddin üstünde tayini gerekir.
(765 s. TCK m. 29, 338, 65/3)
Fevzi'yi kasten öldürmekten sanık Mehmet, işbu suça sanık Mehmet'i birlikte azmettirmekten sanıklar Ümit, Mikail ve Yılmaz ve izinsiz silah taşımaktan adı geçen sanık Yılmaz'ın yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ve diğer sanıklar Mustafa, Cabbar, Hüseyin ile Abdullah'ın üzerlerine atılı müsnet suçtan beraetlerine ilişkin, (Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1.2.1996 gün ve 69/17 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar Mikail, Mehmet, Ümit ve Yılmaz taraflarından istenilmiş, sanıklar Ümit ile Mikail ile Yılmaz duruşma da talep etmiş olduklarından, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanık Yılmaz hakkında kararda açıklanan nedenle, diğer sanıkların da duruşmaya müdafii göndermemeleri nedeniyle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
1- Sanık Yılmaz vekilinin süresinden sonraki duruşma isteğinin reddine.
2- Müdahilin 6136 sayılı Yasaya aykırılıktan kurulan hükme temyize yetkisi olmadığından bu konuya ilişen temyiz isteminin reddine.
3- Sanık Yılmaz vekilinin temyizini adam öldürme suçunu azmettirme suçuna yönelttiğinden, 6136 sayılı Yasaya aykırı davranıştan hakkında kurulan hükmün inceleme dışı bırakılmış,
4- Sanık Mehmet'in mağdur Celal'i silahla yaralaması olayında maktül Fevzi'yi öldürdüğü, bu arada mağdura da iki el ateş ettiği anlaşılmış, eyleminin sonucuna göre ayrı ayrı cezalandırılması ve TCK.nun 456/2, 457. maddeleri ile ceza verilmesi gerekirken, TCK.nun 79. maddesinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar Mehmet, Ümit, Mikail'in suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar Abdullah, Mustafa ve Hüseyin'in beraatleri yerinde görülmüş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş oldĞğundan, sanık Mehmet'in bir sebebe dayanmayan; Mikail, Ümit ve Yılmaz'ın sübuta, eksik incelemeye, müdahiller vekilinin olayda taammüt buluduğunun, sanık Cabbar dışında beraatlerin yersiz olduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraat eden sanıklar Abdullah, Mustafa, Hüseyin haklarındaki hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA).
6- a) Tarsus Devlet Su işleri Başmühendisliği'nin, barajda bulunan çay bahçesinin ihalesine girmek isteyen sanık Mikail'in bu ihaleye başkalarının girmesini önlemek için kardeşi Cabbar'ın işyerinde, olaydan evvel yeğenleri Ümit de olduğu halde toplanarak, konuşup plan yaptıkları, sanık Cabbar'ın işyerinde çalışan tetikçi olarak Mehmet'i seçtikleri, maktülün bu ihaleye girdiğinde öldürülmesi için karar verdikleri, sanık Cabbar'ın bürosunda toplantıların yapılması, öldürme hususundaki alınan kararı bilmesi, mağdur Celal'in 14.4.1995 tarihli ifadesinde sanık Cabbar'ın yanındaki gence eli ile işaret ettiği yolundaki ifadesi, yeğeni olan Ümit'in çok samimi olan hazırlıktaki 16.4.1995 tarihli ifadesi, mahkum olan sanıkların yer, zaman ve oluş hakkındaki birbirlerine uyumlu olan ifadeleri, Mustafa'nın aynı tarihli ifadesinde işletmekte olduğu T Gazetesi yazıhanesinde Ümit, Mikail, Yılmaz, Cabbar'ın şöför Hüseyin ile geldiklerini, bir ara 40-45 yaşlarında sonradan Abdullah olduğunu anladığı şahısın gelerek, Cabbar ile bir süre ilerde konuştuğu yolundaki ifadesinin de Ümit'in anlatımlarını teyit etmesi, olaydan sonra mahkum olan sanıklarla Cabbar'ın aynı halıcı dükkanında buluşmaları bütünü ile değerlendirildiğinde, sanık Cabbar'ın maktül Fevzi'nin öldürülmesi eyleminde asli maddi faile muzahir olduğu, fer'i fail olarak olaya katıldığı anlaşılmış ve suçu sabit bulunmuş olduğundan, sanığın TCK.nun 448, 65/3. maddeleri ile cazalandırılmasına karar verilmesi gerekirken beraatine karar verilmesi,
b- Sanıklar Mikail ile Cabbar hakkında Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin 8.12.1992 günlü, 1992/165 sayılı kararı ile yine sanık Cabbar'ın dosyada mevcut mahkumiyetlerine ilişkin kararlarının kişiliklerini göstermesi, sanık Mehmet'in menfaat karşılığında kolayca insan öldürebilir olması, sanıkların olaydan evvelki davranışları, öldürme hususunda kasıtlarındaki yoğunluk dikkate alınarak, TCK.nun 29. maddesine göre cezanın asgari haddin üstünde verilmesi gerekirken, mahkemenin dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile cezanın alt sınırdan tayin edilmesi,
Yasaya aykırı olup, müdahiller vekilinin temyizi nedeniyle hükmün kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 5.7.1996 günü oybirliği ile karar verildi.